"من الفضل" - Translation from Arabic to Turkish

• iyi
• çok

Sıcak tarafa ateşin yanına doğru gelsen iyi olur.
من الفضل أن تأتى إلى هنا بجوار المدفأة حيث الدفىء

Bu nedenle oynamaması daha iyi.
أنا وهو قررنا أنه من الفضل له أن لا يلعب

Yukarı çıkıp onları bulmayı denesen iyi olur. Özür dilerim. Acele et!
حسنا من الفضل ان تصعد لهم اسفه ولكن اسرع

Ama, fizik-kimya okulunda çalışan çok başarılı bir bilimadamını tanıyorum.
ومع ذلك، أنا أعرف عالم من الفضل الكبير الذي يعمل في مدرسة الفيزياء والكيمياء.

Beni fazla bilgili sanıyorsun, oğlum ya. Dinin hakkında gerçekten çok da bir şey bilmiyorum.
إنّك تعزو لي الكثير من الفضل يا رجل، لا أفقه الكثير عن دينك

Büyük finalde de sıkışmasa iyi olur.
من الفضل ألا نعلق فيه في المسابقة الكبرى.

Cennette yalnız olmaktansa cehennemde birlikte olmak daha iyi...
من الفضل ان نكون معا في جهنم من ان اكون وحيدة في الجنة

Geri döndüğümde evde olsan iyi olur!
من الفضل ان تكون هناك عندما اعود

Hareket etmemen senin için daha iyi olacak.
من الفضل ان تتفهمى وضعك

Gitsen iyi olur o halde.
حسنا من الفضل ان تذهب اذن

Geçmiş, bu haliyle daha iyi. Öylece yürüyüp gidecek miyiz?
من الفضل ترك الاضي كما هو

BERLİN, ALMANYA 1921 Yürümeye başlasan iyi olur.
من الفضل ان ترحل

-Evet. Ben gitsem iyi olur.
نعم, من الفضل ان اذهب...

- Ona söylesek iyi olacak sanırım.
- ربّما من الفضل أن نخبره .

Kendimize çok fazla prim vermeyelim.
لا يجب أن نعطي أنفسناً الكثير من الفضل في هذا

çok fazla kredim yok ama şu an ki halinle gerçekten çok gurur duyuyorum.
ليس لدي الكثير من الفضل لكي أحصل عليه ولكنني فخورة للغاية بما أنتي عليه

Charlotte, David Clarke'ın babası olduğunu öğrendiğinde doktorun ikinizin bir araya gelmesine çok yardımcı olduğunu anlattı.
ذكرت "شارولت" كم كان له من الفضل فى عودة الأمور لطبيعتها بينكما بعد أن علمت أن "ديفيد كلارك" والدها