"من المحتوى" - Translation from Arabic to Turkish

    • içerik
        
    • içerikle
        
    • içeriğin
        
    Günümüzde, Times'ta her ay yaklaşık 7000 içerik yayınlanıyor. TED الآن، التايمز تنشر تقريباً 7000 قطعة من المحتوى كل شهر.
    Aynı zamanda geniş çapta dijital içerik, video, çevrimiçi film, edebi eser, seyahat bilgisi ve bahis sistemi sahibiler. TED كما يمتلكان كميات كبيرة من المحتوى الرقمي والفديوهات والأفلام المباشرة على الإنترنت، والأدب ومعلومات السفر والألعاب.
    Diğer yolla denemek yerine içerik ile ortaya çıkarılan puzzle formu bu. TED لذا هذا نوع من الألغاز يأتي من المحتوى, بدلا من العكس
    İlk ortağımız, Imgur -- eğer duymadıysanız ABD'de en çok ziyaret edilen sitelerden biri -- kullanıcılar tarafından her gün yüklenen milyonlarca içerikle interneti daha eğlenceli bir yer hâline getirmeyi hedefliyor. TED شريكنا الأول، إميجور -- إذا لم تكن سمعت عنها، أكثر المواقع الإلكترونية التي يتم زيارتها في الولايات المتحدة -- يُرفع عليها ملايين من المحتوى الناتج عن المستخدمين كل يوم، هدفه جعل الإنترنت مكانًا للمرح أكثر.
    Bu verilerden son bir örnek daha vermek istiyorum. Bazen, içeriğin bir parçası gerçekten de çok özel ve önemlidir. TED مثال اخير من هذه البيانات: احيانا يكون جزء من المحتوى هو المميز
    10,000 parça üzerinde içerik ve 500 saatten fazla sesli içerik yarattık. TED صنعنا محتوًى من أكثر من 10,000 مقطوعة. وأكثر من 500 ساعةٍ من المحتوى الصوتي.
    Örneğin, biri tarafından yorum yapılmış bir içeriğin bağlantısını takip edelim ve bakalım o yorum nereye gidiyor, daha sonra aktif hale gelen tüm sosyal grafiğe bakalım ilk içerik ile sosyal grafik arasındaki ilişkinin sınırlarını izleyelim, çok ilginç bir yapı ortaya çıkıyor. TED فاننا، على سبيل المثال ، تعقبنا المسار لجزء من المحتوى ، التي تدفع احدهم ليعلق عليها، و من ثم نتبع اين تذهب هذه التعليقات، ، من ثم ننظر الى الرسم البياني الاجتماعي الذي نشط ثم نتبعه لنرى العلاقة بين الرسم البياني الاجتماعي و المحتوى، بنية مثيرة للاهتمام تبدا بالظهور.
    Gelen mesaj üç kuralı taşımalıydı: doğru dilbilgisiyle tam cümleler hâlinde yazılacak, profilimdeki bir şeyden bahsediyor olacak, çünkü kopyala-yapıştır olmadığını anlamalıyım, ayrıca hiçbir cinsel içerik olmayacak. TED كان يشترط في الرسالة الواردة ثلاثة أشياء: أن تكون الرسالة مكتوبة بجمل مكتملة وبقواعد جيدة؛ كان يجب الإشارة إلى شيء ما في ملفي الشخصي، لذا يمكنني معرفة بأنه ليس منسوخًا؛ ويجب أن يكون خاليًا من المحتوى الجنسي.
    CA: Çünkü durum aslında şu sanırım, platformda bu kadar içerik olmasının başlıca sebebi, dünyanın her yanından milyonlarca insanı birbirleriyle bu tür bir gladyatör yarışına sokmanın sonucu, takipçi için, ilgi çekmek için? TED ولكن... أليس أحد أسباب وجود هذا القدر الكبير من المحتوى هناك هو وضع الملايين من الناس حول العالم في هذه المنافسة الملحمية مع بعضهم البعض من أجل المتابعين والحظي بالانتباه؟
    O zaman gidip bu bileşeni aramaya koyuluruz. Başkan Obama'nın birkaç hafta önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşması, bakın bu veri dizisinde ne bulduk, aynı oranda, bu içeriğin birleştirici özelliği gerçekten de takdire değerdi. TED فاذا رجعنا الى هذا الجزء من المحتوى، كلمة الرئيس اوباما لحزب الاتحاد و الذي كان بضعة اسابيع مضت، و انظروا الى ما وجدناه في نفس مجموعة البيانات، و في نفس المقياس، خصائص الوصل لهذا الجزء من المحتوى لافتة للنظر حقا.
    Neredeyse her üniversitede organik kimya adında bir ders vardır. Konuya ağır, işkence gibi bir giriş yapılır. Öğrenciler içeriğin yoğunluğundan bunalır. Eğer doktor, diş hekimi ya da veteriner olmak istiyorsanız bu dersi geçmek zorundasınız. TED هناك دورة تقدم في كل جامعة تقريبًا، وتسمى الكيمياء العضوية، وهي عبارة عن مقدمة مجهدة ومكثفة للموضوع، وفيض من المحتوى الذي يربك الطلبة، وعليكم أن تأخذوها إذا أردتم أن تصبحوا أطباء أو أطباء أسنان أو أطباء بيطريين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more