| Yeteneği olanların cesareti olmaması büyük bir ayıp. | Open Subtitles | من المخزي أن ما لديهم القدرة ليس عندهم الشجاعة |
| Her zaman iyiydin, Michael. Atılman büyük bir ayıp. | Open Subtitles | أنت جيد في جميع حالاتك من المخزي أنك طردت |
| Bizi sevmediklerini öğrenmek oldukça utanç verici. | Open Subtitles | من المخزي اكتشاف عدم حب هؤلاء الرفاق لنا |
| Asıl senin bu küçük hileyi anlamaman utanç verici. | Open Subtitles | من المخزي أنك صدقت الخدعة |
| Bunun hakkında konuşmak çok utanç verici. | Open Subtitles | انه من المخزي ان اتكلم عنه |
| Jasper göründüğünden çok daha güçlü, korkaklarla çözüm araması utanç vericiydi. | Open Subtitles | (جاسبر) أقوى مما كان يبدو من المخزي أنه سلك طريق الجبناء -مهلا، مهلا |