| Sokak gürültüsü yok, kilise çanı yok, ...Mutfaktan gelen tabak tencere gürültüsü yok. | Open Subtitles | لا ضوضاء في الشارع، ولا أجراس كنيسة، ولا جلبة مقالي آتية من المطبخ. |
| Eğer dans edeceksiniz, ahçılar bilmek istiyorlar ona göre Mutfaktan çıkacaklar. | Open Subtitles | إن رقصت، يريد الطهاة أن يعرفوا. حتى يستطيعون الخروج من المطبخ. |
| Kavga etmiştik, o da Mutfaktan çıkıyordu ben de... Aynen böyle. | Open Subtitles | لقد كنا نتشاجر ، خرجت من المطبخ وانا قمت بعمل هذا |
| Büyük açılış için yemekleri ben yapıyorum. Mutfağa bakıyordum. | Open Subtitles | أنا متعهد الطعام للاحتفال الكبير كنت أتحقق من المطبخ |
| Mutfakta başlayıp oturma odasında sona eren yemeğin kabından. | Open Subtitles | صحن يبدأ من المطبخ في بداية وجبة منتهياَ بغرفة الجلوس اخرس |
| Bizi Mutfaktaki masaya bağlamaya ne dersin, serseri? | Open Subtitles | ماذا عن ربطنا بجدول مباشرة من المطبخ, يا صاحبي؟ |
| Hayır, çocuğun her nesi varsa onu Mutfak ya da yatak odasından kapmamış. | Open Subtitles | لا، أياً كان ما أصاب الفتي لم يكن من المطبخ و الحمامات |
| Tamam. Mutfağı yeterince gördünüz. Üst katı göstereyim. | Open Subtitles | حسناً لقد راينا ما يكفي من المطبخ دعني اريك الطابق العلوي |
| Bana Mutfaktan 10 paket kırılmış buz getirin, lütfen biraz da pervane. | Open Subtitles | احضروا لي 10أكياس من مكعبات الجليد المهروس من المطبخ , من فضلك |
| Masaya getirmek yerine, Mutfaktan da servis edebilirsiniz. | TED | يمكنك أيضا أن تقوم بالإعداد من المطبخ ثم جلبهم للطاولة. |
| Mutfaktan anahtarları alacağım. Çiviye asılı. | Open Subtitles | سأجلب المفاتيح من المطبخ إنها معلقة على مسمار |
| Aslında, o bazan yatmadan önce Mutfaktan bir fincan kakao içmeyi yeğlerdi. | Open Subtitles | في الواقع أحيانا يفضل كوباَ من الكولا كانتعاش ليلي من المطبخ |
| Buz yok. Gidip Mutfaktan alayım. | Open Subtitles | لا يوجد ثلج, سأحصل على بعضاً منه من المطبخ |
| Mutfaktan eve yemek getirebileceğim. Bu da maaşa dahil. | Open Subtitles | يمكنني أن أخذ عشاء من المطبخ, إنه جزء من الراتب |
| Mutfaktan Bayan Barclay'in çayıyla döndüğünüzde, odanın kapısını kilitli buldunuz ve bazı bağırtılar işittiniz. | Open Subtitles | عندما عدتِ من المطبخ بالشاي الذي طلبته سيدتكِ وجدتِ الباب موصد |
| Bak, Martha ateşi yakmadığından dolayı Mutfaktan çıktı. | Open Subtitles | النظرة، مارثا لا تستطيع أن تأخذ الحرارة لذا خرجت من المطبخ. |
| Bu adamın kahvaltısıyla, Mutfaktan dışarı çıkıyordum. | Open Subtitles | كنت خارجة من المطبخ مع وجبة الإفطار هذا الرجل |
| Mutfaktan küçük torba ve bağlardan verir misin? | Open Subtitles | هل يمكننك أن تحضري لي بعض الاكياس من المطبخ .. و آه بعض أسلاك الربط |
| Sıcağa dayanamıyorsan, pal, Mutfağa girmeyeceksin. | Open Subtitles | لو لم تقدر علي تحمّل الحرارة أخرج من المطبخ |
| Mutfakta ıvır zıvırlarını toparlıyor. Bunu yapabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | إنه يجمع أغراض من المطبخ هل تظن بوسعك فعل ذلك ؟ |
| Onların tadını çıkarın. Mutfaktaki her şeyi bırakmamıza iki saat kaldı | Open Subtitles | . تمتعوا بهم الأن . لدينا ساعتان فقط و نزيل أى شئ به خميرة من المطبخ |
| Evime zorla girdi, parmak izimin olduğu Mutfak bıçaklarımdan birini aldı, ve onu öldürdü. | Open Subtitles | وانه كان قد اقتحم منزلي واخذ أحد سكاكيني من المطبخ والتي تحمل بصماتي وقتلها بها |
| Madem hırsızlık yapıyoruz. Mutfağı neden yağmalamıyoruz. | Open Subtitles | انظر ,اذا كنا سنصبح لصوصا لماذا لا نسرق الأشياء الجيده من المطبخ |