| Ayrıca Fas'tan bilhassa ithal ettiğim bir parfüm var. | Open Subtitles | والعطر لقد استوردته خصيصاً من المغرب |
| Fas'tan yeni bir siyah taş geldi. | Open Subtitles | نعم، حصلنا على حجر أسود جديد من "المغرب". |
| "burada Fas'tan bir hurma olduğuna inanabiliyor musun?" | TED | وهذا البلح .. هل تصدق انه جاء من المغرب ! |
| Babamla Fas'tan aldık. | Open Subtitles | ابى وأنا أشتريناه من المغرب |
| Sadece 95000 daha... fakat hindistan'da ve Fas'ta en güzel giysileri bulabilirim, Jim. | Open Subtitles | لكن يمكنني الحصول علي افضل الملابس من الهند ,من المغرب يا جيم ملابس, لا تستطيع الحصول عليها من اي مكان اخر |
| Sana Fas'ta çektiğim fotoğrafları göstermem gerekiyor. | Open Subtitles | أتعلم، يجب عليّ أن أعرض عليك هذه الصور من المغرب |
| Yeni değiller. Fas'tan geliyorlar. | Open Subtitles | مستعمل، جاء من "المغرب" |
| Ben Fas'tan gelen büyücüyüm. | Open Subtitles | نادية) أنا ساحر قادم من المغرب) |
| Fas'tan Lesotho'ya kadar genç insanlar, yerleşik monarşilere karşı; Mısır ve Sudan'da zalim diktatörlüklere karşı; Uganda ve Etiyopya'da yarım-demokrasi ile cilalanmış güçlü askeri devletlere karşı; bu resmin çekildiği Güney Afrika'da ve Burundi'de sıradan insanların yaşam koşullarını çok az iyileştirmiş, demokratik yollarla seçilmiş liderlere karşı duruyorlar. | TED | من المغرب إلى ليسوتو، ينتفضُ الشباب الصغار ضد أنظمة الممالك الراسخة. في مصر والسودان، ضد الديكتوريات الوحشية. في أوغندا وأثيوبيا ضد الدول العكسرية القوية التي لديها المظاهر شبه الديمقراطية، في جنوب أفريقيا حيث تم التقاط هذه الصورة وبوروندي، ضد القادة المنتخبين ديمقراطيًا الذين قاموا بفعل القليل لتحسين أحوال الناس العاديين. |
| Fas'tan mı? | Open Subtitles | من المغرب |