| Aslında benim araştırmam da Riley'yi destekliyor. Dracula saklanacak bir tip değil. | Open Subtitles | في الحقيقة رأيي يدعم رأي رايلي دراكولا ليس من النوع الذي يختبئ |
| Hayır. Ben duyarlı biriyim, şu kitap düşkünü tiplerden. Sen çaldın mı? | Open Subtitles | لا ، أنا حساس ، من النوع الذي يحب الكتب أنتِ ؟ |
| Biri bana senin çiçek veren türden bir adam olmadığını söyledi. | Open Subtitles | شيئ يخبرني انك لست من النوع الذي يحضر الزهور |
| Yüzmeyi seven bir tipe benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو من النوع الذي يعشق السباحة، أليس كذلك؟ |
| Babası prezervatif kullanan birine benziyor. | Open Subtitles | الأب يبدو من النوع الذي يستخدم الواقي الذكري |
| Yani, senin çıkacağın tipte bir erkek çünkü sen çıktın ama ben? | Open Subtitles | إنه من النوع الذي تخرجين معه أنت و قد فعلت أما أنا لا |
| Bir erkeğin yanında olmasını isteyebileceği bir adam çünkü dürüst biri bilirsiniz. | Open Subtitles | هو من النوع الذي يحب الناس أن يتقربوا إليه لأنه يملك الإستقامة... |
| Ve kendinin evlenilecek tipte biri olmadığını anladın. | Open Subtitles | أنت قررت أنك ليس من النوع الذي يؤمن بالزواج |
| Babam da bir askerdir, ama sebepsiz yere insanların kıyafetlerini alacak türden biri değildir. | Open Subtitles | لكنه ليس من النوع الذي يأخذ ملابس الناس من دون سبب |
| Kendisi kötü haberleri pek iyi karşılayan bir tip değildir. | Open Subtitles | إنه ليس من النوع الذي يتقبل الأخبار السيئة بشكل بسيط. |
| İhanet edecek bir tip olmadığını biliyorum ama her ihtimale karşı kendimi sigortalattım. | Open Subtitles | اعلم أنك لست من النوع الذي يخون لكن, لقدّ آمنت نفسي فى القضية |
| Sonra her şeyi sattım ve taşındım, işte o zaman o mankafanın evlenilecek bir tip olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | وبعد ذلك بعد ان بعت كل شئ و انتقلت هنا قرر الأحمق أنه ليس من النوع الذي يتزوج اووووه |
| Chris evli ve çocuğu var. Karısını aldatan tiplerden değildir. | Open Subtitles | كريس متزوج لديه اطفال ليس من النوع الذي يخون زوجته |
| Şey tamam, sanırım "biz" hoşça kal öpüşmesi yapan tiplerden değildik. | Open Subtitles | حسناً, إذن أعتقد أننا لسنا من النوع الذي يقبل قبلة الوداع |
| Keşke Bill bebeğinin fotoğraflarını gösterip caka satan tiplerden olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى أنْ يكون بيل من النوع الذي يحب صـــور الأطفـــال. |
| Bırakmak istedi, ancak öyle aklına esince bırakabileceğin türden bir iş değildi. | Open Subtitles | لقد اراد الابتعاد ولكن عمله ليس من النوع الذي يتركه بسهوله |
| Ben senin gibi birini etkileyebilmek için yaptığı kötü şeyleri gizleyebilecek türden bir adam değilim. | Open Subtitles | انا لست من النوع الذي يخفي ماهيّته ليُعجب به شخص ما حتى لو كانت ماهيتي تظهرني بصورة سيئة امام شخص مثلك |
| Baskı altında boyun eğecek bir tipe benzemiyor. | Open Subtitles | لايبدوا أنه من النوع الذي يرضخ تحت الضغوط |
| Duştaki keş çek bozduracak cinsten birine benzemiyordu. | Open Subtitles | لايبدو المدمن الذي في الدش من النوع الذي يصرف شيكات رواتب |
| O kimsenin önünde duracak tipte bir adam değil. | Open Subtitles | وقال إنه ليس رجلاً من النوع الذي يمكنه أن يواجه أمام أي أحد |
| Senin bu tarz bir adam değilsin ama benim için maç sayısı. | Open Subtitles | أنت من المرجح من النوع الذي لا يستاء من مثل هذه الأمور لكن بالنسبة لي فالأمر مؤثر |
| Faydaların olabilir, ama sen çoçuklarımın çevresinde olmasını istediğim tipte biri değilsin. Bunun kalbimi kıracağını da nerden çıkardın? | Open Subtitles | قد يكون لك فوائد لكن لست رجلاً من النوع الذي أريده مع أطفالي ما الذي جعلك تعتقدين أن هذا قد يؤذي مشاعري؟ |
| Şirketlerin en az ihtiyaç duyacağı türden biri. | Open Subtitles | انه من النوع الذي لا تحتاجه أي شركة في أي مكان |
| Böyle bir adama, senin gibi bir kız birşeyler öğretebilir. | Open Subtitles | وهو من النوع الذي يمكن للفتاة تعليمه بعض الحركات الجديدة |
| Dahası, ya müşterileri bekletilmeyi sevmeyen tiplerse? | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك, ماذا لو أن زبائنه لم تكن من النوع الذي يبقى في الانتظار ؟ |
| Ortaklarım üstlerine işemek isteyeceğin insanlar değillerdir! | Open Subtitles | شركائي ليسوا من النوع الذي يمكنك أن تعبث معه لا تقل شيئاً آخر |
| Zambaklar fazla feminen. Bir kadına alınacak türde bir çiçek. | Open Subtitles | لكن زهور الزنبق، إنها أنثوية من النوع الذي تقدّمه لإمرأة |
| Zaten kolay pes edecek biri de değildir. Gece gündüz takip eder. | Open Subtitles | إنها ليس من النوع الذي ييأس ستقوم بمطاردتك ليلا نهار |
| Gammazlık yapacak biri değilim fakat bir tutukluyu serbest bırakmakla hata etmiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا أنا لست من النوع الذي يفضح أصدقاؤه ولكن اعتقد أنكِ أخطأتي بإطلاقك صراحك لمجرمة بالخطأ |