| Her ne hakkında konuşuyorsan Belli ki hiç fikrin yok. | Open Subtitles | من الواضح انه ليس لديكى أى فكره عن ماتتحدثين عنه |
| Önce onu başımdan savmıştım ama Belli ki zeki biri. | Open Subtitles | انا نبذته في بادئ الامر لكن من الواضح انه ذكي |
| Belli ki bizi atlatmaya çalışıyor. Muhtemelen şehirde bir yerde saklanıyordur. | Open Subtitles | من الواضح انه يحاول ان يُضللنا ربما هو مختبئ هنا فى المدينة |
| Bilmiyorum, Sana kötü bir şey olduğunu sandım, ama.... ....Görünüşe göre bana kötü bir şey olmuş. | Open Subtitles | لا اعرف ، ظننت ان شيئا ما قد حدث لك .. ولكن من الواضح انه حدث لي .. |
| Görünüşe göre eğitilmesi imkansız, imansız ve yalancı birisin. | Open Subtitles | من الواضح انه يصعب تثقيفك، منافقة، وكاذبة |
| Yanlış numara olduğu bariz değil mi? Ne sanıyorsun ki? | Open Subtitles | من الواضح انه كان رقما خاطئا ماذا كنتِ تفكّرين ؟ |
| Şimdi açıkçası seni bırakıp beni ihbar etmene izin veremem... .. ve iki milyon kulağa bir milyondan daha güzel geliyor! | Open Subtitles | والان , من الواضح انه لا يمكنني ان اتركك تذهب وتبلغ عني و مليونان لديها اصوات الطف من مليون واحد |
| Belli ki benim ona dönüsmemi bekliyordu. | Open Subtitles | من الواضح انه كان يتوقع ان اصبح مثله حسنا؟ |
| Belli ki, kamerada gözükeceğini hiç düşünmemiş. | Open Subtitles | من الواضح انه لم يتوقع انه سيظهر بالكاميرا |
| - Belli ki bir tuzak. - Ya da muhtemelen bir sınav. | Open Subtitles | من الواضح انه فخ أو محتمل جداً إنه إختبار |
| Belli ki saldırgan buraya önceden gelmiş ve onun için bu hediyeleri bırakmış. | Open Subtitles | حسنا, من الواضح انه كان هنا قبلا و ترك هذه الهدايا لها |
| Belli ki kendine uyuyacak bir yer hazırlamış. | Open Subtitles | من الواضح انه جهز لنفسه مكانا للنوم ولكن |
| Cazibeni arttırıyorum. Belli ki senden hoşlandı. | Open Subtitles | اطور من جاذبيتك المكبوحه من الواضح انه معجب بك |
| Belli ki orada FBI ajanlarının olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الآن من الواضح انه لم يعلم بوجود عملاء اف بي اي بالداخل |
| Hayır, bence senin o dev kıçın Belli ki büyümüş. | Open Subtitles | لا , انها مؤخرتك الكبيرة و التى من الواضح انه ازداد حجمها |
| Belli ki motordan anlıyor. | Open Subtitles | من الواضح انه يعرف كيف يتصرف مع المحركات و يمكنه ان ينجو بإنبعاجات في سيارته ايضا |
| Pekâlâ, bıraktığı mesajlara bakılırsa Belli ki şehrin anahtarını tasvip etmemiş. | Open Subtitles | حسنا, الان وحسب الرسائل التي تركها من الواضح انه ليس موافقا على جائزة مفتاح المدينة |
| Görünüşe göre, öldüğünü düşündüğümüz bir dostumuzla tanışmış. | Open Subtitles | من الواضح انه التقى بشخص كنا نعتقد أنه ميت |
| Görünüşe göre, bu partinin sadece kendi aşırı muhafazakar düşüncelerini paylaşan kişilere açık olması gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | من الواضح انه يؤمن أن هذا الحزب عليه أن يكون منفتحاً فقط لأرائه الجدلية تلك |
| Görünüşe göre hiç okula gitmiyor. Bir kere bile. | Open Subtitles | من الواضح انه لم يحضر للمحاضرات ولا مرة واحدة |
| Çok polis tanıdığı olduğu bariz. | Open Subtitles | من الواضح انه يعرف الكثير من رجال الشرطة |
| Şimdi açıkçası seni bırakıp beni ihbar etmene izin veremem... .. ve iki milyon kulağa bir milyondan daha güzel geliyor! | Open Subtitles | والان , من الواضح انه لا يمكنني ان اتركك تذهب وتبلغ عني و مليونان لديها اصوات الطف من مليون واحد |