| Kendini yeni deneyimlere ve farklı bir bilinç seviyesine aç bizim açtığımız gibi. | Open Subtitles | افتح عقلك لتجربه جديده و لمستوى جديد من الوعي مثلنا , للأننا البيتلز |
| Merdivenleri tırmanırız ve değişmiş bir bilinç durumunu yaşarız. | TED | نصعد الدرج ونختبر حالة من الوعي المتغير. |
| Bir farede, orta derecede bilgi entegrasyonu, tabi ki yine de önemli ölçüde, önemli oranda da bir bilinç oluşumu görülür. | TED | في الفأر، هناك درجة متوسطة لتكامل المعلومات، لا يزال ذلك مهمًا، وكمية مهمة جدًا من الوعي. |
| Bütün söylediğim, farkındalık arttı. İnsanlar savaşacak. | Open Subtitles | اسمعيني، ما أقوله هو أن هناك المزيد من الوعي وهناك من سيقاتلون للدفاع |
| Saf bir farkındalık aşamasındasın ama tamamen felçsin. | Open Subtitles | أنتِ في حالة من الوعي الصرف و لكنكِ مشلولة تماماً |
| Her sistemin belli bir derece bilinci olması muhtemel. | TED | كل نظام يمكن أن يكون له بعض درجات من الوعي. |
| İnsanlar, alışkanlıkları olan varlıklar. Bilinçli bir akıldan bile güçlü olabiliyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن البشر تحكمهم العادة بشكل أكبر حتى من الوعي |
| Burada farklı, evrimsel bir şeyler, yüksek bir bilinç durumu söz konusu. | Open Subtitles | هناكَ شئ مختلف شئٌ متطور بحالةٍ أكبر من الوعي |
| bir bilinç durumuna girmek hiç vakit almaz. | Open Subtitles | والدخول في حالة من الوعي تلك لا يتطلب الكثير من الوقت. |
| Bu iksir enjekte edilince değişmiş bir bilinç hali yaratıp Yolcu'nun bir mesaja aracı olmasını sağlıyor. | Open Subtitles | إن تمّ حقنه ، سوف يحدث حالة مُعدّلة من الوعي تسمح للـ "مسافر" أن ينقل رسالة |
| Sanki başka bir bilinç seviyesindeydim. | Open Subtitles | كان الامر مختلف المستوى من الوعي |
| Farklı bir bilinç düzeyine çıkmalısınız.'' | TED | عليك توسيعه إلى مستوى آخر من الوعي." |
| Olduğum yolda geriye bakarak kendime sordum, "Ne zaman gezegene yönelik bu tür farkındalık ne zaman başladı ve kırılganlığın ne zaman belirdiği?" | TED | وسألتُ نفسي، بطريقة ما، و بالنظر الى الخلف، "متى بدأ ذلك النوع من الوعي وهشاشته بالظهور لأول مرة على الكوكب"؟ |
| Ayrıca bu bir öz farkındalık anıdır. | TED | وإنها أيضا لحظة من الوعي الذاتي. |
| Tahminlere göre dünyanın 3'te 1'i 9/11 olaylarını canlı izledi, ve 3'te 1'i 24 saat içinde olaydan haberdar oldu, bunların tümü bu olayın meydana geldiği anı eşsiz bir global farkındalık anı haline getirdi. | TED | وكان مقدرا أن ثلث العالم شاهد أحداث 9/11 مباشرةً، و ثلث من العالم علم بالأمر خلال 24 ساعة التالية، وجعل هذا الحدث كأنما تشاهدونه مباشرةً، هذه اللحظة التي ليس لها مثيل من الوعي الدولي. |
| Hatta insan bilinci bile genellikle -- bir ton muhtemel bilinç ihtimalleri arasında küçücük bir alanı kapsar. | TED | وحتى وعي الإنسان عموماً-- إنها مجرد منطقة صغيرة مساحة شاسعة من الوعي الممكن. |
| Taipei yolunda bilinci gidip gelirken,.. | Open Subtitles | وهو ذكر يسقط جيئة وذهابا من الوعي |
| Tıpkı Kuran'ın vaadettiği gibi, sabredenler ödüllendirilecektir. Kuran'da İncil'den farklı olarak pek çok sürprizler bulunuyor: bir çevre bilinci, ya da insanın Allah'ın yarattıklarının vekili olması gibi pek çok sürpriz. | TED | كما وعد القرآن، الصبر يكافئ، وهناك عديدا من المفاجآت -- درجة من الوعي البيئي،على سبيل المثال وإقتصار دور البشر على رعاية خلق الله، لا مثيل له في الكتاب المقدس. |
| İnsanlar, alışkanlıkları olan varlıklar. Bilinçli bir akıldan bile güçlü olabiliyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن البشر تحكمهم العادة بشكل أكبر حتى من الوعي |