Huang Hung, Pekin'den bize katıldığın için çok teşekkür ederim. | TED | شكراً جزيلاً هوانغ هونغ لانضمامك لنا من بكين. |
Birkaç serseri Çinliyle tanışmış ve para karşılığında Pekin'den Sidney'e onlar için kuryelik yapar. | Open Subtitles | فتعرف على أحد المنحطين الصينيين وجعله يهرب الحقائب لهم من بكين إلى سيدني |
Pekin'den Sidney'e giderek yaptığı günlük işlerle güneydoğu Asya'da başıboş bir hayat sürüyordu. | Open Subtitles | يتجول في جنوب شرق آسيا بأعمال عادية من بكين إلى سيدني |
Şimdiyse Pekin'den biraz uzakta olan bu bölgedeki harabeler bir zamanlar Çin'in başkenti olan büyük Xanadu şehrinden geriye kalan tek şey olmuş. | Open Subtitles | الآن هذه الخراب في الحقول مسافة قصيرة من بكين هذا ماتبقى من اكزانادو المدينة العظيمة العاصمة الصيفية للصين. |
Öyleyse Pekin'den Londra'ya, Kaliforniya'dan Hindistan'a Breziyal'dan Etiyopya'ya, bu iki dönüşümü, yapısal ve iklimsel dönüşümü nasıl yöneteceğimizi görebiliriz. | TED | بإمكاننا أن نرى من بكين إلى لندن، من كاليفورنيا إلى الهند، من البرازيل إلى إثيوبيا، وأن نفهم كيف نعالج هذين التحولين، الهيكلي والمناخي. |
Pekin'den 28 bin ton tesisat köpüğü sipariş et! - Hemen! | Open Subtitles | اطلب 28 طن من مياه المجاري من بكين |
Burada hava, Pekin'den daha iyidir. | Open Subtitles | جَودة الهواء هُنا أفضل بكثير من بكين. |
Burada hava kalitesi Pekin'den daha iyi. | Open Subtitles | جَودة الهواء هُنا أفضل بكثير من بكين. |
Pekin'den buraya seni bulmak için geldi. | Open Subtitles | هي سافرت من بكين للعثور عليك فقط |
Ticari kısıtlamaların azalmasıyla gelecek seneye Pekin'den çok ilginç şeyler ithal etmeye başlayacağız. | Open Subtitles | عن طريق تسهيل القيود التجارية في العام القادم سنبدأ بإستيراد العديد من الأشياء الغريبة من (بكين) |
Pekin'den aldığımız bilgilere göre salgın bölgesi Hong Kong'daki Chrysanthemum bölgesiyle sınırlı. | Open Subtitles | "ما سمعناه من (بكين) أن التدفق يحتوي على اقحوان معقد في (هونغ كونغ)" |
Pekin'den döndüğümüzde müdürümüz kemanı ofisinde bırakmıştı. | Open Subtitles | ،(عندما عُدنا من (بكين .ترك مُديرنا الكمان في مكتبه |
Pekin'den Şangay'a bir adam gelmiş. | Open Subtitles | رجل سيأتي إلى "شنغهاي" من "بكين". |
Pekin'den buraya dönmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت للعودة من بكين |
Biz Pekin'den gelen öğrencileriz. | Open Subtitles | مرحبا. نحن الطلاب من بكين. |
Ding, Pekin'den emekli bir subaydır. | Open Subtitles | دينغ ضابط مُتقاعد من بكين. |
Yoldaş Chan Gong, buraya Pekin'den geldi. | Open Subtitles | (جائت الرفيقة (تشان غونغ (من (بكين |
Ailem Pekin'den göç etmiş. | Open Subtitles | والداي هاجرا من "بكين" |
Pekin'den 16 saat sürüyor. | Open Subtitles | "إنها 16 ساعة من "بكين |
Pekin'den canlı yayındayız. | Open Subtitles | البث المباشر من " بكين. |