"من قصة" - Translation from Arabic to Turkish

• bir hikaye
• bir hikâye
• hikayesi
• bir hikayeden
• bir öykü
• bir olaydan
• bir hikâyeden
• hikayesini
• hikayesinin bir
• bir parçası

Bekar anne iyi bir iş yapmadı. Tipik bir hikaye.
أم عزباء لم تعمل عملاً جيداً يالها من قصة مشتركه

Beni bunun ne kadar büyük bir hikaye olduğuna ikna edeceksin.
فهذا حيثُ تحاول وتقنعني يا لها من قصة عظيمة هذه القصة.

Böylece biz bir film yaptık ve zamanla benim hakkımdaki bir hikaye olmaktan çıkıp bir öğretmen hakkındaki bir hikayeye dönüştü.
و بذالك أنجزنا الفيلم و قد تبين أنه أكثر من مجرد قصة عني، أكثر من قصة معلم.

Hasta eşten daha iyi bir hikâye bulman gerektiğini biliyordum. Gördün mü?
اعتقد انه من الافضل ان تختار قصة مقنعة بدلاً من قصة الزوجة المريضة

Hint ormanlarında pek çok garip efsane, dilden dile dolaşır ama hiçbiri Mowgli adlı küçük çocuğun hikayesi kadar ilginç değildir.
لقد رويت اساطير غريبة عن الأدغال الهندية ولكن ليس هناك أغرب من قصة الفتى الصغير ماوكلي

Kötü bir hikayeden kurtulmanın en iyi yolu daha iyi bir hikaye uydurmaktır...
أفضل طريقة للتخلص من قصة سيئة هو أن تقدم قصة أفضل ..

Ve bunlar, birçok yönden, sıkça haberlere konu olan Yemen'in hikayesinden farklı bir hikaye anlatıyorlar.
وهذه بصورة ما تعبر عن زوايا جديدة من قصة اليمن التي نعرفها والتي عادة ما تتناقلها قنوات الاخبار

O da komik bir hikaye aslında.
لكن بالواقع ويالها من قصة مضحكة أتضح أن الشخص لم يأخذ كل أموالنا

Bütün çocukluk anıların sana küçükken anlattığım koca bir hikaye.
أن كل ذكرياتك الطفولية كانت جزء من قصة كبيرة اخبرتك بها وأنت صغيرة

Aslında bu komik bir hikaye ya da tesadüf gibi bir şey oldu.
حسناً , أنها جزءً من قصة مضحكة وصدفة نوعاً ما

Bu bir parça güzel ödüllü bir hikaye yaşlı istismarı için bir şok.
هذا تحول من قصة مدح واحسان إلى أخبار صادمة عن الإساءة للمسنين ستفوز بجوائز

Harika bir hikaye. Ve bir vizyonu yok.
يا لها من قصة ويا لها من رؤية التي كانت لديك

Çok güzel bir hikaye.
بارك الرب قلبك الصغير يالها من قصة لطيفة

— Ne harika bir hikâye, her şey var!
يا لها من قصة رائعة إنها مُكتملة العناصر

Renkli bir hikâye, ama ben hiç de böyle duymadım.
يالها من قصة مفرحة, لكنها ليست كما سمعتها

Duymak istersen, bende çok kokarca Kenai hikayesi var.
لدي اكثر بكثير من قصة كيناي النتن إذا كنتِ تريدي سماعها

bir hikayeden veya masaldan öğrendiğiniz şeydir.
فهي ما تتعلمه من قصة أو حكاية أسطورية ...

Bu öyküden daha hüzünlü bir öykü yoktu.
ونعود انسانيون مرة أخرى لم تكن هناك قصة أجمل من قصة

Gerçek bir olaydan esinlenilmiştir.
وقائع الفيلم مستوحاه من قصة حقيقية

Bu kişisel bir hikâyeden evrensel bir tarihe doğru gelişen bir çalışma.
انه عمل قيد الانجاز نابع من قصة شخصية الى تاريخ عالمي.

Kız arkadaşının hikayesini kontrol etmek için Hartley'i aradım.
انا اجريت مكالمة لهارتلي لتتأكد من قصة صديقتك

Ve farkettim ki ben de bu sonsuz aşk hikayesinin bir parçasıyım.
و حينها أدركتُ بأنني كنتُ جزء من قصة الحب الخالدة

Şu an burada TED'deki bu anımız bizim hayat hikâyemizin bir parçası.
لذلك هذه اللحظة هنا معًا في TED الآن جزء من قصة حياتنا.