"من كندا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kanada'dan
        
    • Kanadalı
        
    • Kanada'nın
        
    • Kanada'ya
        
    • Kanadalıyım
        
    Yapılması önerilen boru hattı, Kanada'dan başlayıp Meksika Körfezi'ne kadar uzanacak." Open Subtitles التي سيمر عبرها أنبوب النفط في طريقه من كندا إلى الخليج.
    Yapılması önerilen boru hattı, Kanada'dan başlayıp Meksika Körfezi'ne kadar uzanacak." Open Subtitles التي سيمر عبرها أنبوب النفط في طريقه من كندا إلى الخليج.
    Ben işte oradaydım, hayalimdeki işte çalışıyordum, minik bir bebeğim ve Kanada'dan ithal ettiğim bir adam vardı. TED وهناك كنت، أعمل في وظيفة عمري مع طفلي الصغير والرجل الذي جلبته من كندا.
    Kamerayı kaybedenler fotoğrafa dönüş yapmadılar, ama bu sır birçok hayatı etkiledi, öncellikle Matty adındaki Kanadalı öğrenciyi. TED هذه الصورة لم يتم إرجاعها أبدا لمن فقدها، لكن هذا السر قد أثر على أرواح كثيرة، بدء بطالب من كندا يدعى ماتي.
    Amerikalıların yüzde yetmişbeşi Alaska'nın Kanada'nın bir parçası olduğunu düşünürler. TED 75 بالمئة من الأمريكان يعتقدون أن آلاسكا هي جزء من كندا
    - Evet. Kızıl ardıç sarıasma kuşu. - Kanada'dan, ha? Open Subtitles ـ نعم ، ذات الأجنحة الحمراء ـ من "كندا" ؟
    Bakın, bu benim hatam. Köpeği Kanada'dan aldığımızı düşünüyorsanız almadık. Open Subtitles إنه خطئي، وإذا كنت قلقاً فأنا لم أشتر الكلب من كندا
    Kanada'dan Kuzey Dakota sınırına geçen bir adamdan. Open Subtitles أي ركض رجل حدود داكوتا الشمالية من كندا.
    Kanada'dan eski bir arkadaşım buraya gelmiş ve birer içki içmek için onunla buluşacağım. Open Subtitles صديق قديم من كندا في المدينه وسوف أقابله للشراب
    Kanada'dan buraya uçan kelebeklerin çoğu hayatta kalmayı başardı. Open Subtitles نجت مُعظم الفراشات التي طارت من كندا إلى هنا.
    Orada da Kanada'dan göl yoluyla gelen çok içki var. Open Subtitles وهناك الكثير من عمليات الخمور يتم تهريبها عبر البحيرة من كندا
    Kanada'dan, buraya, Afrika'nın güneyine ve Ümit Burnu'na. Open Subtitles من كندا هنا، طوال الطريق إلى الجنوب من أفريقيا، ورأس الرجاء الصالح،
    Kanada'dan gelen fırtınadan dolayı ufak bir türbülansa girdik. Open Subtitles عاصفه ثلجيه تتحرك من كندا وسببت القليل من الاضطراب
    İyilerini Kanada'dan alıyorum. Open Subtitles . أجل ، أنا أحضر الأشياء الجيدة من .. كندا
    Ecstasy, Kanada'dan Franklin'e şehrin dışındaki bir havaalanına gelmiş. Open Subtitles عقار النشوة أتى من كندا إلى فرانكلين إلى مطار خاص خارج المدينة
    Bütün dünya ilaçlarını Kanada'dan alıyor. Open Subtitles النّاس بأنحاء المعمورة . يأخذون أدويتهم من كندا
    Tom, Canada sınırında heyecan dorukta bazı politikacı liderler Kanada'dan dışlanmamız konusuyla nasıl başa çıkacağımızı tartışıyorlar. Open Subtitles توم المشهد على الحدود الكندية واضح جدا بينما عدد من القادة السياسيين يحاولون إيجاد استراتجية للتعامل مع طردهم من كندا
    Yaz kampında çalışırken Kanadalı bu arkadaşlarla çalıştım. Open Subtitles لكني التقيت بهؤلاء الأشخاص من كندا أثناء عملي الصيفي
    - Hayır, hayır. Onlar Kanadalı sadece. - Doğru. Open Subtitles لا,لا إنه من كندا أوه, هذا صحيح ماذا وجدت؟
    Kanada'nın Shania Twain'den sonraki en büyük lütfu. Open Subtitles لقد استلمت من كندا افضل هدية بعد شانيا توين
    Kanada'ya ne kadar yaklaşırsan, atın bir o kadar tehlikeye girer. Open Subtitles كلّما اقتربت من كندا بدأت خيولك تشعر بأمرٍ غريب..
    Montreal'den geliyorum. Kanadalıyım. Open Subtitles أنا من مدينة مونتريال أنا من كندا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more