| Peki, onu geri arayamam çünkü... telefonu bozulmuş ve ankesörlü telefondan aramış. | Open Subtitles | لا أستطيع الإتصال به لأنه قال بأن هاتفه تعطل ويتصل من هاتف عملة |
| Ve lobiye doğru yürüdün ve işin bittiğini söylemek için ankesörlü telefondan Audrey'i aradın. | Open Subtitles | ثم خرجت إلى الإستقبال وإتصلت بـ " أودري " من هاتف عملة لقول أن الإتفاق تم |
| İhbar, cinayet mahallinden üç blok ötedeki ankesörlü bir telefondan yapılmış. | Open Subtitles | صدر الإتّصال من هاتف عملة على بُعد ثلاث جادّات من مسرح الجريمة. |
| Babanızın uçağı kara çakılı kalmıştı ve beni ankesörlü bir telefondan arayıp şöyle demişti: | Open Subtitles | طائرة والدكم لم تقلع بسبب الثلج واتصل بي من هاتف عملة وقال، |
| Lance o gece beni ankesörlü bir telefondan aradı. | Open Subtitles | لقد إتصل بي تلك الليلة من هاتف عملة |