| Bu seyirci kitlesi için bunun Washington'dan Avrupa başkentlerine kadar ne kadar işlevsiz olduğuna dair detaya girmeme gerek yok. | TED | لا أحتاج أن أفسر لهذا الحضور مدى اختلال ذلك النظام، من واشنطن إلى العواصم الأوروبية. |
| Çünkü Washington'dan Eisenhover'a gelişmekte olan dünyada gördüklerimiz. | TED | لانه من واشنطن حتى ايزنهاور كانت الولايات المتحدة كالعالم النامي الان |
| Washington'dan döner dönmez müdürlüğe terfi ettirildi ve genel yayın yönetmeni oldu. | Open Subtitles | حالما عادت من واشنطن تمت ترقيتها إلى مديرة |
| Senatör Geary, hükümetten bazı kişilerle yarın Washington'dan gelecek. Havana'da iyi vakit geçirmelerini sağla. | Open Subtitles | سيناتور جيرى سيأتى من واشنطن مساء غد مع بعض رجال الحكومة |
| Washington'dan doğrudan sizi ilgilendiren bir kaç talimat aldım. | Open Subtitles | لدّي عدة توجيهات من واشنطن من شأنها أن تؤثر عليك شخصيا |
| General, Washington'dan şimdi bu raporu aldım. | Open Subtitles | جنرال , استلمت هذا التقرير لتوي من واشنطن |
| Washington'dan onay gelmesi ile, Kırmızı Plan uygulamaya konulacak. | Open Subtitles | الخطة الحمراء سوف يتم وضعها في حيز التنفيذ بمجرد الحصول على تأكيد من واشنطن |
| Washington'dan bir mektup aldım. | Open Subtitles | وصلتنى رسالة من واشنطن ان مارتا يجب ان تذهب معي |
| Washington'dan Lord Mountbatten'nin en gözde projelerinden birine Amerikan ordusunun tamamen karşı olduğunu bildirmeye gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت من واشنطن حتى أشرح موقف الجيش الأميركي المعارض بشدة لأحد مشاريع اللورد ماونت باترن المفضلة |
| Cross, Washington'dan New York'a uçsaydı Pan Am uçuşunu yakalardı, ama o uçakta rahip falan yoktu. | Open Subtitles | لو ان كروس قد سافر من واشنطن الى نيويورك كان ليسافر على رحله بان ايريكان ولكن لا يوجد كاهنا على متن تلك الرحله |
| Washington'dan Pittsburgh veya Cleveland'a. İki ihtimal. | Open Subtitles | من واشنطن الى بيتسبيرغ او الى كليفلاند الاثنين محتملين |
| Senator Geary buraya gelmek üzere, Washington'dan yarın gece ayrılıyor. Yanında bazı insanlar olacak. Hükümet erkanından. | Open Subtitles | سيناتور جيرى سيأتى من واشنطن مساء غد مع بعض رجال الحكومة |
| Majestelerine soygun haberi ulaştırıldı. Washington'dan yurda dönüyor. | Open Subtitles | تم إبلاغ جلالته بالسرقه و هو عائداً للوطن بالطائره من واشنطن. |
| Washington'dan geleceğinizi telgrafla bildirdiler. | Open Subtitles | لقد تلقينا مكالمات دولية من واشنطن تعلمنا بقدومك |
| Siz ve diğer birçok insan. Washington'dan bu kadar çok telgraf geldiğini hiç görmedim. | Open Subtitles | أنت وآحرين، أنني لم أر كم مكالمات دولية بهذه الكثرة من واشنطن |
| Josh'tan duyduğuma göre Washington'dan yeni gelmişsiniz. | Open Subtitles | اتفهم الامر بالنسبة لجوش بانك عدت للتو من واشنطن |
| Herkes Washington'dan çıkmaya çalışıyor. Gitmeye çalışan bizden başka keriz yok. | Open Subtitles | الجميع يحاولون الخروج من واشنطن نحن الحمقى الوحيدين الذين يحاولون الدخول اليها |
| Herkes Washington'dan kaçmaya çalışıyor. | Open Subtitles | الجميع يحاولون الخروج من واشنطن نحن الحمقى الوحيدين الذين يحاولون الدخول اليها |
| Sarah, sen zaten elçinin Washington'dan gelen misafiri olarak partidesin. | Open Subtitles | سارة ، ستكونين بالحفلة كاحد الأشخاص وثيقي الصلة بالزائر القادم من واشنطن الي السفارة |
| Washington'da bir yük hayvanıyla evlenen bir başka politikacıya ihtiyacımız var mı sahiden? | Open Subtitles | هل حقا نحن نريد ساسي من واشنطن آخر متزوج من مجموعة حيوانات ؟ |
| Baltimore limanını yok ettiğin ve Washington'lu paragöz ibnelere sattığın için amına koyum. | Open Subtitles | تبا لك على هدمك ميناء بالتيمور وبيعه لبعض الأوغاد الأثرياء من واشنطن |
| Washington DC'den. Özel bir görev için burada. | Open Subtitles | إنه من واشنطن العاصمة وهو هنا في مهمة خاصة |