| Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
| Bu, daha önce hiçbir medya aracında görmediğim kadar derin bir yolla insanları diğer insanlara bağlıyor. | TED | إنها وسيلة تواصل عميقة للإنسانية لم اراها في أي وسيلة من وسائل الإعلام |
| Pek çok medya şirketi ve yaratıcıları kendilerini izleyenlerin yerine koyuyor. | TED | يقومُ العديد من وسائل الإعلام والمبدعين بوضع أنفسهم مكان جماهيرهم. |
| Çünkü bu iki Medyayı birleştirmek bir bakıma doğadışı ve gereksiz. | TED | لأن مزج هذين النوعين من وسائل الإعلام نوع من أنواع الفن غير المعتاد أو الغير ضروري. |
| Bunu Basından uzak tutarsak müteşekkir olurum. | Open Subtitles | وسأكون ممتنا اذا كنتِ ستبقي هذا من وسائل الإعلام. |
| Ben de medyadan rica ediyorum, bırakın işimizi yapalım! | Open Subtitles | لذا فأنا أطلب من وسائل الإعلام أن تدعنا نقوم بعملنا |
| Hiçbir yayın organından soru almadı. | Open Subtitles | ولم يستمع لأي سؤال من وسائل الإعلام |
| Bu takım sezonun çoğunu medya kanallarında geçirdi. | Open Subtitles | الفريق الذي مر بموسم سيء لم يسلم من وسائل الإعلام أيضاً |
| Bu takım sezonun çoğunu medya kanallarında geçirdi. | Open Subtitles | الفريق الذي مر بموسم سيء لم يسلم من وسائل الإعلام أيضاً |
| Kitlesel medya ve CIA ve geri kalan kısımdan her hangi bir cevap gelmemesi... yaptıklarınızı yok saydıklarını gösteriyor. | Open Subtitles | عدم الاستجابة من وسائل الإعلام الكبيرة والاستخبارات وكل هذا، يشير إلى إنهم يتجاهلون مافعلته. |
| - medya görmesin diye arkadan geldim. | Open Subtitles | جئت من الممر الخلفي للتهرب من وسائل الإعلام |
| Daniel a ne olduğunu bulacağım, gerçek ortaya çıkana kadar, her bir medya işini bunun içine sokmam gerekse bile. | Open Subtitles | أنا سوف أعرف ما حدث لدانيال، حتى لو كان ذلك يعني أدخال كل شيء من وسائل الإعلام في هذا حتى يتم كشف الحقيقة |
| Günümüzdeki olumsuz medya ilgisi ve klişelere rağmen Gotik müzik ve moda, güçlü bir yeraltı olgusu olmaya devam ediyor. | TED | واليوم، ورغم الاهتمام السلبي من وسائل الإعلام أحيانًا والقوالب النمطية، تستمر الموسيقى والموضة القوطية كظاهرة سفلية قوية. |
| Terör karşıtı önlemler baskıya dönüşüyor, azınlık toplulukları güvenceye almadan ve barışçıl bir müzakere için güçlü, bağımsız bir yerel medya desteği gerekli. | TED | تدابير مكافحة الإرهاب سرعان ما تنقلب إلى قمع من الدولة بدون حماية قوية للأقليات في المجتمعات ولنقاش سلمي؛ هذا بحاجة دعم قوي ومستقل من وسائل الإعلام المحلية. |
| Bu kez ben görmenizi isterim söylediğim o ki, biz bir sürü medya incelemesi altında olacağız. | Open Subtitles | لقد أردت إنتهاز هذه الفرصة... لكي أخبركم بأننا سوف نتعرض لفحص دقيق من وسائل الإعلام... |
| Joson Tresswell, Goredale medya'nın yöneticisi. | Open Subtitles | جيسون Tresswell، MD Goredale من وسائل الإعلام. |
| Medyayı da görevini yapıp gerçekleri araştırmaya davet ediyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب من وسائل الإعلام القيام بعملهم والتحقق من وقائعهم |
| - Basından yüz kere aradılar bugün. | Open Subtitles | -لقد اتصلت بي مائة من وسائل الإعلام |
| medyadan bir ropörtaja katılman için bir çok istek alıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد حصلنا على الكثير من الطلبات المقدمة من وسائل الإعلام لكِ لعمل بعض الجلسات |
| Hiçbir yayın organından soru almadı. | Open Subtitles | ولم تتخذ أي أسئلة من وسائل الإعلام. |