| Annem bana kibar ve düşünceli olmayı... ve bir centilmen gibi davranmayı öğretti. | Open Subtitles | إنهُ لمن المهم لأمي أن أكون مهذباً أن اراعيها، أن أكون رجلاً صالحاً |
| Yalnızken bile bana karşı kibar davranıyor. | Open Subtitles | حتى أنه أصبح مهذباً معى حين نكون بمفردنا |
| Yaptığı hakaretleri fazlasıyla kibar karşıladın. | Open Subtitles | عليّ أن أقول يا سيدي بأنك كنت مهذباً أمام اهاناته |
| Chanda hatırlıyor musun, Kiddo çok Nazik ve sessiz bir çocuktu. | Open Subtitles | تتذكرين يا شاندا , كم كان كددو طفلاً لطيفا و مهذباً |
| Siz erkekler kötü olduğunuzda bile sesiniz kibar çıkıyor. | Open Subtitles | ياربي ، حتى عندما يصبح الشبان شريرين يبدوا ذلك مهذباً |
| kibar ve temiz derdim ama vay canına diyorum hala. | Open Subtitles | كنت سأقول مهذباً ونظيفاً ولكنه ذات الشيء |
| Aynı anda hem kızgın hem kibar olmak zorunda mıyım? | Open Subtitles | لا يمكن أن أكون مهذباً وغاضب في وقت واحد |
| Elinde silah olan bir adama karşı kibar ol. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تكون مهذباً مع الرجل الذي يحمل السلاح |
| kibar yolu bırakıyorum artık, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun. | Open Subtitles | أجل, لقد آكتفيت من كوني مهذباً. أرى أن هذا لا ينفع معكِ. |
| Sana karşı kibar olmak ya da seninle laklak etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مهذباً معك , لا أريد أن أجري محادثاتاً قصيرةً معك |
| Her zamanki gibi kibar ve saygılı davranmışsındır kesin. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك كنت مهذباً ومحترماً كما أنت دائماً |
| Bir kadınla sevişirken, kibar ol ve onu dinle,. | Open Subtitles | عندما تُمارس الجنس مع امرأة كُن مهذباً واستمع لها |
| 20'lerin başlarında, koyu kahverengi saçlı ve kibar biri. | Open Subtitles | إنه.. في بداية العشربنات, شعره بني غامق, ويبدوا مهذباً |
| Ben sadece, yaşlı bayanlara Nazik davranmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أكون مهذباً إلى السيدات العواجيز فحسب |
| Ben sadece yaşlı bayanlara Nazik davranmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أكون مهذباً إلى السيدات العواجيز فحسب |
| Ama değilim. Bir centilmen olarak yetiştirildim | Open Subtitles | في الحقيقة لا أفعل ذلك تم تربيتي لأصبح رجلاً مهذباً |
| Bunun hakkında bir centilmen olacağım ve teker teker hepsini tebrik edeceğim. | Open Subtitles | سأكون مهذباً وأذهب لتهنأتهم بهذا شخصياً |
| Neyse, uslu bir çocuk ol. Ödevini bitir ve 9 olmadan yatağında ol. | Open Subtitles | على أي حال، كن مهذباً أنهي فروضك ونم الساعة التاسعة |
| Aslında sanırım Miles "gani" ne demek biliyordu... ve sadece kibarlık yapıyordu. | Open Subtitles | فى الواقع،أعتقد أن مايلز كان يعرف الكلمة لكنه كان فقط مهذباً |
| Genç, terbiyeli, helal süt emmiş, istikbal vadeden bir paşa mesela. | Open Subtitles | شاباً نبيلاً مهذباً. ربما أحد الباشوات الواعدين. |
| Her görüşmemizde, hep mükemmel bir beyefendi gibi davrandınız. | Open Subtitles | في جميع المواعيد اللتي خرجنا فيها , كنت رجلا مهذباً |