| Ona önemli bir haber ve bazı talimatlar verdim. | Open Subtitles | أعطيتُه قصّةَ مهمةَ بالأوامرِ المعيّنةِ. |
| Ancak bilimadamlarımız senin evrimsel zincirde önemli bir aşama olduğunu saptamış olmakla beraber aradığımız kayıp halka hala bizi uğraştırıyor. | Open Subtitles | لكن علماؤنا بالفعل قرروا بينما أنت خطوة مهمةَ للأمامَ في السلسلةِ التطوّريةِ الحلقة المفقودة التي نَبْحثُ عنها ما زالَتْ تُراوغُنا |
| Gözler, ışığa kıyasla önemli değildir. | Open Subtitles | العيون لَيستْ مهمةَ بالمقارنة مع الضوءِ. |
| Duyguların, algıya önemli etkisi vardır. | Open Subtitles | العواطف يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ مهمةَ التأثير على الفهمِ. |
| Ama cidden, Sue yeteri kadar önemli değil. | Open Subtitles | لكنبجدية، سو لَيست مهمةَ بما فيه الكفاية. |
| - Kurallar sizin için önemli mi efendim? | Open Subtitles | - منذ متى كَانتْ قواعدَ مهمةَ إليك، سيدى؟ |
| Müzik benim için önemliydi, senin için de önemli olmuştu. | Open Subtitles | الموسيقى كَانتْ مهمةَ لي، لذا... أصبحَ مهمَ إليك. |
| Büyükbaş hayvanlar benim için hiç önemli değil. | Open Subtitles | الماشية ليست مهمةَ لي |
| - önemli şeyleri konuşuyoruz. | Open Subtitles | - بالضبط. - نحن نُناقشُ أشياءَ مهمةَ. |
| - önemli şeyleri konuşuyoruz. | Open Subtitles | - بالضبط. - نحن نُناقشُ أشياءَ مهمةَ. |