| Ayrıca, beş blok içindeki her çöp kutusuna ve lağıma bakılmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد كل سله مهملات وكل بالوعه تقع داخل منطقه بقطر خمس مبانى |
| Okul içinde ya da dışında gördüğün herhangi bir çöp kutusu. | Open Subtitles | في أي سلة مهملات تراها في المدرسة أو خارج المدرسة فعليا |
| Benim hiç kendi çöp kutum olmadığı için başkasının çöpünü kendininkinde görmek nasıl bir sinir bozucu olur anlamamıştım ama artık gördüm. | Open Subtitles | في الحقيقة , أعتقد أنه بسبب أني لم أملك أبداً سلة مهملات خاصة بي لذا سيصعب لي أن أتصور كم سيكون محبطاً |
| O bir çöp tenekesi. İçine öğrenci atılmaz. | Open Subtitles | هذه صفيحه مهملات جيده لا تقذف الطلبه عليها |
| Hayır, bu sorumsuzca bir hareket. çöp kutusunun yanındayız yahu. | Open Subtitles | لا هذا أمر غير مسئول منكِ نحن بجوار سلة مهملات |
| Olay yeri ineleme bunu sokaktaki bir çöp kutusunda bulmuş. | Open Subtitles | عثرت إحدى الوحدات على هذا في سلة مهملات أول الشارع |
| Ve öldüğümüzde, farklı çöp torbalarına bile konmamız gerekmiyor. | TED | وحين نموت، ليس علينا حتى أن نوجد في أكياس مهملات مختلفة. |
| Fikirlerin atılması için çöp sepeti lobide satışta. | Open Subtitles | سلة مهملات للأفكار معروضة للبيع فى البهو الخارجى |
| Güvenlik, deşifre ettiğimiz bir metnin kopyasını Beyaz Saray'daki bir çöp kutusunda bulmuş. | Open Subtitles | فى حين أى رجل أمن يستطيع أن يجد نسخة من أحد عمليات اعتراضنا . فى سلة مهملات البيت الأبيض |
| Eğer onunla dans etmek istiyorsan üç hafta önceden randevu alırsın,... ..aksi takdirde kendini kahrolası çöp bidonunun içinde bulursun! | Open Subtitles | إذا أردت الرقص عليك أن تتقدم بطلب قبل ذلك بثلاث أسابيع أو سينتهي بك المطاف بكيس مهملات لعين |
| Evet öyleydi ama sen de iyiydin. O durumda zaten kendisi kahrolası bir çöp bidonu olmuştu, o söz hoşuma gitti. | Open Subtitles | نعم ولكنك كنت رائعا، لقد كان رائعا كيس مهملات ، أعجبني ذلك |
| Eğer onunla dans etmek istiyorsan üç hafta önceden randevu alırsın,... ..aksi takdirde kendini kahrolası çöp bidonunun içinde bulursun! | Open Subtitles | إذا أردت الرقص عليك أن تتقدم بطلب قبل ذلك بثلاث أسابيع أو سينتهي بك المطاف بكيس مهملات لعين |
| Evet öyleydi ama sen de iyiydin. O durumda zaten kendisi kahrolası bir çöp bidonu olmuştu, o söz hoşuma gitti. | Open Subtitles | نعم ولكنك كنت رائعا، لقد كان رائعا كيس مهملات ، أعجبني ذلك |
| Ayrıca otoyolun dışındaki bir çöp kutusunda iki kadın cesedi bulduk. | Open Subtitles | نحن أيضًا وجدنا جثث الاثنان الإناث في سلّة مهملات خارج الطّريق السّريع |
| Sana biraz çöp torbası veririm sen de bunları oraya taşırken ıslanmazsın. | Open Subtitles | سأحضر لكِ أكياس مهملات حتى لا تبتلّي و أنت تحملينها لهناك |
| İyi, bana popomu içine koymak için bir çöp kovası bul. | Open Subtitles | حسناً , احضر لي سله مهملات لاضع مؤخرتي فيها |
| 75 numarayı yapmaya karar verdik: "Posta kutusunu çöp tenekesi olarak kullanmak". | Open Subtitles | : (كنا نهتم بأمر رقم (75 "استخدام صندوق بريد كـ سلة مهملات" |
| Evet! Boş bir çöp tenekesi nasıl olur? | Open Subtitles | أجل , ما رأيك بسلة مهملات خالية ؟ |
| Sen: sahildeki çöp tenekesi | Open Subtitles | طائر نورس أنتِ: سلّة مهملات ممرّ |
| çöplük değil de, sıradan o zaman. Pek ilham verici bir yer değil. | Open Subtitles | حسنا, ليست سلة مهملات ولكن بصراحة ليست موحية ثبت هذة الاشياء بشكل صحيح |