| Bu 36 numaralı tübe bakıp, belleğin neden odaklanmadığını anlamaya çalışan bir mühendis. | TED | هذا مهندس يحدق على الأنبوب رقم 36 محاولا اكتشاف سبب عدم تركز الذاكرة |
| mimar değildi, lakin bir mühendis ona planlarda yardım etmiş. | Open Subtitles | هو لم يكن مهندسا، لكن هناك مهندس ساعده في التخطيط |
| Homer Hickam, NASA'da mühendis oldu ve şimdi uzay mekikleri için astronot yetiştiriyor. | Open Subtitles | أصبح هومر هيكام مهندس بوكالة ناسا يدرب رواد الفضاء على مهمات المكوكات الفضائية |
| Ben bir mühendisim, branşım da donanma silahları. | Open Subtitles | انا مهندس و التنظيم البحرى كان احد اعمالى |
| Ben bir bilgisayar mühendisiyim. Ve bu problemi kodlama ile çözemeyeceğim açıktı. | TED | فأنا مهندس كمبيوتر، وكنت واثقًا من أني لن أستعمل البرمجة في حل مشكلة تلوث الهواء. |
| Duvara mühendis olduğunuzu gösteren bir kağıt parçası asmanıza gerek yoktur. | TED | فإنك لا تحتاج لورقة تعلقها على الحائط لتثبت بأنك مهندس |
| Üzerinden arabayla geçeceğim köprü ya da hepimizin bineceği asansör -- bunları yapanın mühendis olduğundan emin olalım. | TED | والجسر التالي الذي أعبر فوقه أو المصعد الذي سنصعد به كلنا لنكن متأكدين أنه هناك مهندس وراءه |
| Bu hastane ve bütün bölgede tek bir biyomedikal mühendis yok. Yani makine bozulduğunda | TED | في المستشفى وفي المنطقة باكملها لا يوجد أي مهندس طب حيوي. وبالتالي عندم تتعطل هذه الآلة، |
| Bruce Nizeye ile çalıştık, mükemmel bir mühendis. İnşaat ile ilgili, bana okulda öğretilenden farklı düşünüyor. | TED | عملنا مع بروس نيزاي مهندس بارع وكان رأيه عن انشاء المباني مختلفاً عما تعلمته في الجامعة. |
| Benim büyük saygı duyduğum tarihin derin yalanlarına gömülmüş bir karater mühendis Peter Palchinsky. | TED | في الزمن البعيد كان هنالك شخص أنا معجب به جدًا، وهو مهندس اسمه بيتر بالشينسكي. |
| Hatta birkaç sene önce, Sanoussi Diakité adlı Senegalli bir mühendis, İlk mekanik Fonio işleyiciyi icat ederek Rolex ödülünü kazandı. | TED | وفي الحقيقة، قبل عدة سنوات، سنوسي جاكيتي، مهندس سنغالي، فاز بجائزة روليكس لاختراعه أول معالج آلي للفونيو. |
| En eski örneklerden birisi bu, bu katlı şablon, bir Japon mühendis olan Koryo Miura tarafından incelendi. | TED | هذا النموذج هو أحد السباقين: هذا النموذج المطوي، درسه ميورا كوريو، مهندس ياباني |
| Hiçbir görsel becerisi olmayan bu hıyar, kendini mimar sanıyor. | Open Subtitles | هذا الأحمق يدعوا نفسه مهندس و ليس لديه مهارة بصرية. |
| Hemen sonra işin arkasında bir mimar olduğundan şüphelendiler. | TED | ولكنهم قاموا بالشك بعدها، إعتقدوا بأن وراءها مهندس معماري |
| Buralara rahatım yerinde olsun diye gelmedim. Ben mühendisim. | Open Subtitles | إنني لم آتي كل هذه المسافة من الإسطول كي أحظى بوقت طيب.إنني مهندس |
| Ben bir kimya mühendisiyim. Ama şimdi bir alkoliğim. | Open Subtitles | أنا مهندس كيميائي أمّا الآن فأنا مدمن كحول |
| Kapsamı genişletmeyi, fikirlerini açıklayacak bir mimarı da dahil etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع, أنا أفكر في التوسع, وجلب مهندس معماري علينا التحدث |
| Kendisi bir tablet bilgisayarı mobil bir kalp izleme cihazı olan Cardiopad'e çeviren genç bir Kamerunlu tasarım mühendisi. | TED | إنه مهندس تصميم كاميروني شاب وهو الذي عدل الكمبيوتر اللوحي إلى جهاز الأمراض القلبية، وهو جهاز نقال يراقب القلب. |
| mühendislik ile ilgili soruları benim cevaplamam gerekmiyor mu sence de? | Open Subtitles | ألا تعتقدون أن عليّ الإجابة على الأسئلة الهندسية ؟ أنا مهندس |
| Uzman subay değildi ama yeni spor uçaklar yapan bir tasarımcı mühendisti. | Open Subtitles | صحيح أنه لم يكن ظابط محترف لكنه كان مهندس بارع وقد صمم الكثير من الطائرات |
| Sen bir mühendissin. Kimyasal bilgin var. | Open Subtitles | أنت مهندس و لديك خبرة كيميائية |
| Senin gibi bir mühendise evde ihtiyacım var. | Open Subtitles | بإمكاني استعمال مهندس مثلك أنت في المنزل |
| Bir kaç üniversite için başvuru formu dolduracağım, makine mühendisliği. | Open Subtitles | سأملأبعضالإستماراتالجامعية، مهندس ميكانيكي. |
| Babam, mimarlık hayaliyle yaşayan bir mühendistir. | Open Subtitles | أجل , حسنا , والدي مهندس الذي كان بشكل دائم مصم نظري |
| Lanet olasıca herif stüdyomda bir ses mühendisiydi. | Open Subtitles | كانت مصاصة مهندس الصوت في الاستوديو الخاص بي. |
| Alvin, yazılım mühendisimiz ve ortağımız bu araçları kurdu. | TED | ألفين، مهندس البرمجيات لدينا والشريك المؤسس، هو من قام ببناء هذه الأدوات. |
| Kramer, şehir mühendisini getir. | Open Subtitles | أنزل هذا وأصلحه كرامر أحضر مهندس المدينة |