|       Davacı lehine karar verdik, Bayan Muriel Lang, haklı .       | Open Subtitles |        نحكم لصالح المدعية موريل لانج بكل الثروة       | 
|       Muriel şimdi Bronx'ta yaşıyor ve manikürcüde çalışıyor.       | Open Subtitles |        ثم هرب موريل تعيش في برونكس الآن وتعمل في محل لطلاء الأظافر       | 
|       Charlie, Muriel ve Yvonne bir şehirde yaşadılar, insanların mucize için dua ettiği ve bazen gerçekleşen.       | Open Subtitles |        شارلي، موريل ، وإيفون جميعا عاشوا في مدينة يتمنى أهلها حدوث المعجزات وفي بعض الأحيان تحدث       | 
|       Aslinda hekimi, Dr. Morell, onun için kokain göz damlasi yapmisti.       | Open Subtitles |        أعد له طبيبه الخاص موريل قطره عينيه تحتوى على مخدر       | 
|       Morel öyle yaptı ama Lehaleur daha fazla para istedi.       | Open Subtitles |        موريل أستعان به ولكن لوالير يريد مزيدا من النقود       | 
|       - Maurel buradan 20 km. uzakta yaşıyor. - Ne?       | Open Subtitles |        موريل يعيش على بعد 20 كيلومتر من هنا ماذا؟       | 
|       Tek umursadığım Muriel. Artık buna eminim.       | Open Subtitles |        .كل ما يهمني هي موريل هذا ما أنا متأكد منه الآن       | 
|       Videolu randevu sistemini dene Peter. Muriel ile ben öyle tanıştık.       | Open Subtitles |        يجب عليك تجربة خدمة المواعدة بالفيديو إنها الطريقة التي التقيت بها انا و موريل       | 
|       Peter, Muriel ve ben terapistine uyup biriyle çıkman gerektiğini düşünüyoruz.       | Open Subtitles |        أنا و موريل .. نشعر أنك تحتاج أن تتبع نصحية طبيبك و أن تبدأ المواعدة       | 
|       Bizden korkakça kaçan Muriel'i izliyorduk ve onun bizi sana götüreceğini düşünemezdik.       | Open Subtitles |        كنا نتعقب موريل الجبانه وعجبا عجاب لقد قادتنا اليك       | 
|       Bu sizin için ilaçtır Muriel.       | Open Subtitles |        صحيح حسناً، هذه المعدات لكِ، موريل       | 
|       Leydi Muriel'i neden öldürmek istesinler?       | Open Subtitles |        لماذا كان أي أحد يريد أن يقتل السيدة "موريل" ؟       | 
|       Çünkü öldürülmek istenen aslında Leydi Muriel değildi.       | Open Subtitles |        لأن السيدة "موريل" لم تكن الضحية المفترضة       | 
|       Binbaşı Sadler'ın Leydi Muriel'in oğlu olduğunu ancak oyunun en sonunda öğrenebildik.       | Open Subtitles |        في النهاية فقط عرفونا بأن الميجور "سادلر" كان ابن السيدة "موريل"       | 
|       Morell, 20 Nisan 1943 tarihinde burada, Führer'e "iyi ki dogdun" dilemek için gelen sekreterleri ve yakin arkadaslari ile filme alinir.       | Open Subtitles |        تم تصوير موريل هنا فى ال 20 من ابريل عام 1943 مع المساعدين و الاصدقاء المقربين       | 
|       Morell, törenler için onu prezantabl hale getirebilmektedir.       | Open Subtitles |        كان موريل قادرا على جعله يبدو فى مظهر لائقا فى المناسبات       | 
|       Harvey Morell bir Çin bilgisayar şirketinde mühendis.       | Open Subtitles |        هارفي موريل مهندس في شركة كمبيوترات صينية       | 
|       Bay Lehaleur tamamen olayın farkında. Teşekkürler, Bay Morel.       | Open Subtitles |        السيد لولير وافق على كل شيئ شكرا لك , سيد موريل       | 
|       Bu hükümdarlık, sizden biri olan Kardinal Morel'in çevirdiğine inandığım bir grup tarafından saldırı altında.       | Open Subtitles |        هذا الحكم الملكي يتعرض للهجوم من قبل مجموعة , اشك بأنهم ينحدرون منكم , الكاردينال موريل       | 
|       Maurel, Alpes-Maritimes'ta bir ev kiralamış iki hafta sonraysa evden çıkmış.       | Open Subtitles |        موريل استئجر منزل في الآب-مارتيم اسبوعين بعد خروجه       | 
|       Hatırladım, Jean-Louis Maurel.       | Open Subtitles |        ذلك هو جون لويس موريل       | 
|       Bayan Morrell bu kelimenin anlamının "arkadaş" olduğunu söylemişti. "Kanima arkadaş arar."       | Open Subtitles |        أنسة "موريل" قالت أن هذا يعني صديق أن الكانيما تبحث عن صديق       | 
|       Kaptan Murrell burada olmamalıydı. Kedi yavrusu kadar zayıf çünkü.       | Open Subtitles |        لا ينبغى على الكابتن موريل أن يكون هنا مطلقا إنه ضعيف كالقطه الصغيره       |