| İçeridekiler çalışanlarım. Burada kalmak isterim. Sizi rahatsız etmem. | Open Subtitles | إن الموجودون في داخل موظفيني لفترة لن أزعجكم يمكنكم القايم بعملكم |
| Bu sözler bana, Çalışanlarımın %95'i ve tüm ailemi hatırlattı. Köpeğim hariç. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يصف 95% من موظفيني وكل فرد من عائلتي .. |
| Çalışanlarımdan birisine daha sarkıntılık edersen seni tuttuğum gibi dışarı attırırım! | Open Subtitles | انت تلمس شخص اخر من موظفيني وساعدني, انا سأرميك على مؤخرتك |
| Bunu çalışanlarımı soymaya başlamadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | حسناً , كان يجدر بك التفكير بذلك من قبل ان تسرقي موظفيني |
| Personelim, mahkeme başkanı seçiminiz olan | Open Subtitles | سيدي الرئيس، موظفيني كانوا يتحققون من خيارك |
| Yeni gelen çalışanlarıma da neyi yapıp yapmayacaklarını söylemek gibi bir alışkanlığım yok. | Open Subtitles | ليست من عادتي أن أملي على موظفيني الجدد ما بإمكانهم فعله أو لا |
| Yarından itibaren sizler, benim yeni çalışanlarım olacaksınız. | Open Subtitles | بدأًمنالغد . أنتم يا أبنائي موظفيني الجدد. |
| Dışarıdakiler ise güvenilir çalışanlarım. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال في الخارج من موظفيني الموثوقين |
| Gizlilik anlaşmasını imzaladıktan sonra benim çalışanlarım arasına katıldın. | Open Subtitles | ومن قبل اتفاقية عدم الإفشاء قمتِ بتوقيعها عندما دخلتي ضمن موظفيني |
| Çalışanlarımın bana saygı duyduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أظن أن موظفيني لا يحترمونني على الإطلاق. |
| Eğer davayı kazanmak, Çalışanlarımın hepsini kaybetmek anlamına geliyorsa unut gitsin. | Open Subtitles | إن كان الفوز بقضيتي يعني فقدان كل موظفيني فانسَ الأمر |
| Çalışanlarımın kaçırılmasını ve fabrikalarımın yanmasını engelleyen koruma fonumu idare ediyor. | Open Subtitles | يتولي " ميمو " مبدأ حمايتي والذي يمنع اختطاف موظفيني وشركتي من الانهيار |
| Çalışanlarımdan biri hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum böylece onu yönlendirebilir ve istediğim zamanda istersem yok edebilirim. | Open Subtitles | أريد معرفة المزيد عن أحد موظفيني حتّى أستطيع التلاعب به وأدمره كيفما ومتى شئتُ |
| Burayı iflastan kurtarmak için üç saatim var. Daha yeni en iyi Çalışanlarımdan birini kovdum. | Open Subtitles | لديّ 3 ساعات لأنقذ هذا المكان من الإفلاس، وطردتُ للتوّ واحدة من أفضل موظفيني |
| Çalışanlarımdan ikisiyle bir sorunun olduğunu duydum. | Open Subtitles | أتفهّم أنه لديك مشكلة مع اثنين من موظفيني |
| çalışanlarımı kişisel olarak tanımayı severim. | Open Subtitles | أنا فعلاً أريد ان اعرف عن موظفيني شخصياً |
| çalışanlarımı bir güzel sınavdan geçirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن ترهقي موظفيني حتى يموتوا |
| Personelim için partiye ev sahipliği yapmayı önerdiğini bana söylüyor. | Open Subtitles | تقول بأنكِ عرضتِ إستقبال حفلة موظفيني. |
| Yeni gelen çalışanlarıma da neyi yapıp yapmayacaklarını söylemek gibi bir alışkanlığım yok. | Open Subtitles | لست معتاد على اخبار موظفيني الجدد بما يستطيعون او لا يستطيعون فعله |
| Sanırım çalışanımı sizden daha iyi tanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني اعرف موظفيني أكثر منك. |
| Bu Jerry, kıdemli tahmincimiz! | Open Subtitles | هذا هو (جيري) رئيس موظفيني |
| Her neyse, en iyi adamlarımdan üçüne mal olan kişiyle tanışmak bir zevktir. | Open Subtitles | على أية حال، انة من دواعي السرور لمقابلة الرجل الذي كلفني ثلاثة من موظفيني الأفاضل نعم نوفمبر 64 |
| Yani bunun anlamı, benim personelimden birisi değil bunları yapan, öyle değil mi? | Open Subtitles | و هذا يعني أن لا أحد من موظفيني مسؤول |
| Ancak lütfen, çalışanlarımla konuşmaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | لكن، رجاءاً، لا تترددوا في التحدث إلى أي من موظفيني |