Tek istediğim benim durumumu anlamanız ve kabullenmeniz, evliliğimizi saymanız, | Open Subtitles | كل ما أريده منك أن تتفهمي و تقدري موقفي لكي تحترمي زواجنا |
Tek istediğim benim durumumu anlamanız ve kabullenmeniz, evliliğimizi saymanız, | Open Subtitles | كل ما أريده منك أن تتفهمي و تقدري موقفي لكي تحترمي زواجنا |
Bu yüzden eğer Kendimi savunursam çok daha savunmacı görüneceğim. | Open Subtitles | ولذا لو حاولت الدفاع عن نفسي سيبدو موقفي تبريرياً أكثر |
durumum gittikçe daha da ümitsizleşiyordu. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت أصبح موقفي يأس أكثر و أكثر |
İki park görevlisiyle bile işi iyi götürüyorduk. | Open Subtitles | و يبدوا أننا بخير مع أثنان من موقفي السيارات |
Birden benim park yerimi çalan adam çıktı ve... onunla karşı karşıya geldim. | Open Subtitles | أعني , ذاك الرجل الذي سرق موقفي خرج وأنا واجهته |
tavrım ve azmim açısından, o iki konuşma arasında bir fark olduğunu... kabul etmiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أن هناك اختلافاً واحداً بين الخطابين فيما يخص موقفي وقراري |
Bu yüzden durumu değerlendirip başka bir çözüm bulacağım. | Open Subtitles | لذا سأعيد التفكير في موقفي وأجد حلاًّ آخر |
O şekilde olduğu için üzgünüm ama benim durumumu da anlarsın. | Open Subtitles | حسنا,انا اسفة ان ذلك صدر مني بتلك الطريقة لكن يمكنك ان تتفهمي موقفي |
Üzgünüm hayatım ama yükseklik konusundaki durumumu biliyorsun. | Open Subtitles | المعذرة عزيزي , لكن أنت تعرف موقفي من المرتفعات |
Üzgünüm hayatım ama yükseklik konusundaki durumumu biliyorsun. | Open Subtitles | المعذرة عزيزي , لكن أنت تعرف موقفي من المرتفعات |
Hala fikirlerimin arkasındayım ama yaptıklarımdan dolayı Kendimi savunamam. | Open Subtitles | لازلت على موقفي السابق، لكني لاأجد لنفسي عذراً لما فعلته |
Bana son bir iyilik yaparsan, sana Kendimi anlatmak isterim. | Open Subtitles | لو كنت منحتني مكرمةً أخيرة لكنت أوضحتُ لك موقفي |
Kendimi haklı çıkarmaya çalışarak vaktini almayacağım Tommy. | Open Subtitles | انا لن اضيع وقتك لمحاوله تبرير موقفي يا تومي |
Ama sulh yargıcından getirdiğin o mektupta... benim durumum için başka zarflar da gerektiği yazıyor. | Open Subtitles | لكن الرسالة التي حملتها من المأمور والتي توضح موقفي بحاجة لمغلفات إضافية |
Bana yerimi verirsen, gün boyu kullanmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | أعطيني موقفي وسأكون سعيداً بالتنقل طوال اليوم |
Perşembeleri yapılacak dondurma gününde de tavrım budur. | Open Subtitles | و هذا هو موقفي بشأنالبوظةيومالخميس، |
Ben durumu kendim açıklayabilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني تفسير موقفي لها هذه ليست مشكله |
Şimdi kendini benim yerime koy ve kendine bir sor, sen ne yapardın? | Open Subtitles | لذا ضع نفسك في موقفي واسأل نفسك، مالذي كنت ستفعله ؟ |
Artık herkes bir zamanlar kim olduğumu ve tavrımı biliyor. | Open Subtitles | والآن، الجميع يعرف من أكون وماذا كان موقفي |
Ben parkettim ve bu da burayı benim yerim yapıyor. | Open Subtitles | حسناً، أنا ركنت سيارتي به و هذا يجعله موقفي أنا |
- Senin teknen mi? Tekne konusunda konumumu sana abartmış olabilirim. | Open Subtitles | قد اكونُ بالغتُ في وصفِ موقفي من القارب إنهُ ليسَ ملكي |
Lütfen bağırmayın efendim! Benim durumumda, her şey olabilir! | Open Subtitles | أرجوك لا تصرخ سيدي في موقفي هذا , أي شيء يمكن أن يحدث |
Shelby Şirketi'ndeki eski pozisyonum bir şey yapmak için kimseden izin almam gerekmediğinin göstergesi. | Open Subtitles | موقفي الكبير مع شركة شيلبي يعني لااحتاج طلب الأذن من أي شخص لفعل أي شيء |
Yani, sızmasaydı daha iyi olurdu da en azından insanlar artık tarafımı biliyorlar. | Open Subtitles | بالطبع سيكون من الأفضل أن لا يحدث ذلك ولكن على الأقل، ليعرف الناس موقفي |
Nerede durduğumu bilmek istiyor musunuz? | Open Subtitles | أتريدون معرفة موقفي |