| Müvekkiliniz gerçeği fanteziden ayıracak yeterlikte değil. | Open Subtitles | أنّ موكلتكِ تفتقر للقدرة على فصل الخيال عن الواقع |
| Şey, Müvekkiliniz onu yakaladı. | Open Subtitles | حسنا, موكلتكِ هي التي قبضت عليه ياسيدتي |
| İşte bu yüzden Müvekkiliniz geçen ay disiplin soruşturması almış. | Open Subtitles | ولهذا تلقت موكلتكِ توبيخا الشهر الماضي. |
| Gerçek şu ki, müvekkilin suçsuz, ama jüri onu suçlu bulmak üzere. | Open Subtitles | لا بدّ أنكِ تمزحين. حقيقة الأمر هي ، أنّ موكلتكِ بريئة و هيئة المُحلّفين على وشك إدانتها. |
| Ama müvekkilinin tamamen suçsuz olduğuna sen bile inanmıyorsun. | Open Subtitles | حسنٌ ، لكن حينما تقولِ أنّ موكلتكِ بريئة |
| Birçok şeyde baskın çıkabilirim ancak sigorta konularında baskın çıkamam, ...bu nedenle müvekkilinize o testi geçmesini söyleyin ben de onu buraya getirteyim. | Open Subtitles | ويمكنني تجاوز أمور كثيرة لكن لا أستطيع تجاوز مسائل التأمين فأخبري موكلتكِ أن تجتاز التقييم النفسي |
| Müvekkiliniz dengesiz biri mi? | Open Subtitles | هل موكلتكِ غريبة الأطوار؟ |
| Müvekkiliniz için çok üzüldüm. Başınız sağolsun. | Open Subtitles | يؤسفني ما حدث لزوج موكلتكِ |
| Bu arada müvekkilin suçsuz. | Open Subtitles | موكلتكِ بريئة ، بالمناسبة. |
| Ya da senin müvekkilinin yaptığını çoktan biliyorum. | Open Subtitles | او فقط أعلم أن موكلتكِ قامت بها |
| Bay Waters müvekkilinize saldırdı. | Open Subtitles | لقد اعتدى السيد واترز على موكلتكِ |