| Yani Müvekkilin bölümü internet üzerinden yayınlamadı mı? | Open Subtitles | هل تقول ان موكّلك لم ينشر الحلقه؟ |
| Durun bakalım. Müvekkilim Dahl'i öldürdüğünü söylemedi. Müvekkilin bariz şekilde itiraf etti. | Open Subtitles | موكّلي لم يعترف أبداً بقتل (هنري دول - إعترف موكّلك على محطّة تلفازيّة - |
| Bay Miller, imalarınız ve kapalı oda fantazileriniz Müvekkilinizin sadece canı istediğinde çalıştığı gerçeğini değiştiremez. | Open Subtitles | سيد ، ميلر إسائتك المبطنة وتخيّلاتك المغلقة ولكن تبقى الحقيقة ظاهرة حتى لو موكّلك حاول إظهارها كما يشاء |
| Müvekkilinizin, her hangi bir anlaşmanın, tam manasıyla iş birliği yapmasına bağlı olduğunu anlaması gerekiyor. | Open Subtitles | على موكّلك أن يعلم أنّ أيّ اتفاق يتوقّف على تعاونه التامّ |
| Kesinlikle Müvekkiliniz uyuşturucu ticareti ile ilgili olarak çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | وبخصوص مسألة الاتجار بالمخدّرات كان موكّلك متعاوناً معنا |
| Novik, Müvekkiliniz dört noktadan profile uyuyor. Kanundışı yoldan kanun korumaya çalışan birinin profiline. | Open Subtitles | هو أنّ موكّلك يطابق تحليلاً رباعيّ النقاط لشخص ارتكب جنحة تطبيق عدالة بشكل فرديّ |
| Kan örneklerini vereceğim ama önce müvekkilinizle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | سأعطيك عيّنتا الدم... ولكنّي أريد محادثة موكّلك أوّلاً |
| Müvekkilin hiçbir şey söylemedi. Bizde hiçbir şey almadık. | Open Subtitles | لم يدل موكّلك بأيّ تصريح |
| Onlar hala senin Müvekkilin, Louis ancak bu işlemi Scottie yürütecek. | Open Subtitles | إنّهم لا يزالون موكّلك يا (لويس) لكنّها اتّفاقية (سكوتي) |
| Müvekkilin şu an serbest kalabilir... | Open Subtitles | ...إما أن يخرج موكّلك الآن |
| Müvekkilin. | Open Subtitles | موكّلك |
| Bu davada açık ve basit olan tek şey Müvekkilinizin görevini kötüye kullandığıdır. | Open Subtitles | الشيء الواضح بكلّ بساطة بشأن تلك القضيّة هو جرم موكّلك جرم؟ |
| Müvekkilinizin, herkesin içinde bir kriz geçirdikten sonra sizin ona ulaşıp Bayan Litt'in keklerinden yedikten sonra bu hale geldiğini iddia etmesini söylediğinizi kabul etmesi için veriyoruz. | Open Subtitles | انها لجعل موكّلك يعترف انك توصّلت اليه بعد ان ظهر امام العامّة وحرّضتيه ان يقول خلال خمس دقائق |
| Müvekkilinizin bugün size ihtiyacı olmayacak. Başka bir ceset bulduk. | Open Subtitles | موكّلك لن يحتاجك اليوم، فقد وجدنا جثّة أخرى. |
| Müvekkilinizin karısının öldürülmesinden bir hafta önce gecenin 02:00'sinde "seni öldüreceğim" diye bağırmasını mı kastediyorsunuz? | Open Subtitles | تقصدين صياح موكّلك: "سأقتُلك"، في الثانية صباحاً قبل أسبوع من حادثة مقتل زوجته؟ |
| Bay Norton benden ve oğlumdan kan örneği almak için evime geldiğinizde size Müvekkilinizin kim olduğunu sordum. | Open Subtitles | سيّد (نورتن)، عندما أتيتَ إلى منزلي طالباً عيّنتا دم منّي ومن ابني سألتُكَ عمّن كان موكّلك |
| İçine kapanık Müvekkiliniz kalp krizi geçiriyor. | Open Subtitles | موكّلك الانطوائي يعاني من أزمةٍ قلبيّة |
| müvekkilinizle görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | المحققة (بيكيت) أودّ التحدّث مع موكّلك |