| Ah, Roth özel bir gemiyle kaçtı. Şimdi Miami'de bir hastanede. | Open Subtitles | روث رحل على متن يخت خاص انة فى أحد مستشفيات ميامى |
| Dikkat, dikkat! 12.05'de kalkacak olan Miami Ekspres, 33. platformda. | Open Subtitles | يرجى الانتباه من فضلكم قطار ميامى الذى يغادر الساعة 12: |
| Yani Miami'de buz kamyonunu aramak, samanlıkta iğne aramaktan farksız | Open Subtitles | إذاً, ميامى هى كومة القش وشاحنة الثلج هى الإبره, صحيح؟ |
| - Yani, kaltağın teki lan. - Miami'de o kadını öldürmedi mi? | Open Subtitles | ـ أقصد ، عاهرة ـ ألم يقتل هذه الفتاة فى ميامى ؟ |
| Cam tabanlı teknelerle tura çıkan turistler, tropik denizin 45 metre altında Miami kulelerini görebilecekler. | TED | السياح الموجودين فى قوارب ذات قاعده زجاجية يمكنهم رؤية ابراج ولاية ميامى الغارقة خلال 150 قدم من المياه الاستوائية |
| Beni dinle. Bir dahaki otobüse binip Miami'ye dön. O herif sahtekarın teki. | Open Subtitles | خذى بنصيحتى وعودى فى الحافلةالذاهبة الى ميامى , هذا الشخص مزيف |
| Burayla Miami arasında bir yerde işte. Onu bulun. | Open Subtitles | ابنتى بمكان ما بين هنا فى ميامى , أريدك أن تجدها |
| Bu doğru. Onunla Miami otobüsünde karşılaştım. | Open Subtitles | انها حقا كذلك لقد قابلتها فى حافلة من ميامى |
| İmkansız. Otomatik pilot Miami'ye ayarlı. | Open Subtitles | لا يمكننا ذلك ، إن الطيار الأوتوماتيكى معد ليسافر إلى ميامى |
| Tamamdır çocuklar. Haydi Miami sahiline gidelim. | Open Subtitles | حسناً أيها الأطفال دعونا نقتحم شاطئ ميامى |
| Miami Havaalanındaki gibisin, seni uçaktan aldığım zaman. | Open Subtitles | كما بدوت تلك الليلة فى مطار ميامى حين أخذتك فى الطائرة |
| Mackeson, ben sadece Miami yat yarışlarında yelkenlilere komuta ettim. | Open Subtitles | ماكسون .. السفينه الوحيده التى قمت بقيادتها كانت مركبا شراعيا فى سباق اليخوت فى ميامى |
| Miami yat yarışları buna asla benzemiyor. | Open Subtitles | لا يحدث هذا أبدا حتى فى سباق اليخوت فى ميامى |
| Beverly Hills avukatları. Esas sahipleri eski Lakeville Road grubu ve Miami'deki dostumuz. | Open Subtitles | المالكون الحقيقيون هم جماعة لايكفيل رود من كليفلاند و صديقنا فى ميامى |
| Onu atacak olursan, Miami'deki dostumuz yanında olacak. | Open Subtitles | أنك لو طردت كلينجمان فسيساندك صديقنا فى ميامى |
| Ailem burada yemek yemiyor, Las Vegas'da yemiyor ve Miami'de de yemiyor, Hyman Roth ile birlikte! | Open Subtitles | عائلتى لا تأكل هنا و لا فى لاس فيجاس و لا فى شيكاغو و لا فى ميامى مع هايمن روس |
| Suratıma tükürebiliyorlar,sırf o Miami'deki Yahudi onları arkaladığı için. | Open Subtitles | يا مايك, انهما يبصقان فى وجهى و كل ذلك بسبب ذلك اليهودى فى ميامى الذى يساندهما |
| Bizi bir saat sonra Miami'ye götürmek için bir uçak bekliyor. Büyük bir mesele haline getirme. | Open Subtitles | هناك طائرة تنتظرنا لتقلنا الى ميامى خلال ساعة |
| - 1 saat içinde Miami'ye bir uçak var. | Open Subtitles | بعد ساعة ستغادر طائرة إلى ميامى سأكون على متنها |
| Gerçek sahipleri ise, Cleveland'dan Lakeville Road Grubu, Miami'deki dostumuzdur. | Open Subtitles | المالكون الحقيقيون هم جماعة لايكفيل رود من كليفلاند و صديقنا فى ميامى |