| Her neyse, bir sanayi çamasirhanesi meth laboratuvarini gizlemek için çok uygun bir yer. | Open Subtitles | على أية حال، مغسلة صناعيّة ستكون مكاناً مناسباً لإخفاء مختبر ميث. |
| Her neyse, bir sanayi çamaşırhanesi meth laboratuvarını gizlemek için çok uygun bir yer. | Open Subtitles | على أية حال، مغسلة صناعيّة ستكون مكاناً مناسباً لإخفاء مختبر ميث. |
| İlaç veya mikroçip fabrikaları için çok ideal bir ürün ya da sınırın kuzeyindeki en büyük meth laboratuvarı için. | Open Subtitles | مِثاليّ لصناعة الأدوية، أو رقاقة مصنع أو ربما أكبر مختبر ميث في شمال الحدود. |
| 20 kilo met ve 14 çete üyesi ele geçti. | Open Subtitles | وحرز علي 20 كيلو ميث وعلي 14 من اعضاء العصابه |
| İki Tommy olduğu için ona böyle diyoruz. Öteki Tommy Kristal met. | Open Subtitles | ندعوه الذي لأن هناك ماريوانا تومي وهناك تومي بلّوري ميث. |
| Pek çok uyuşturucu bu şekilde taşınıyor. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي يتم نقل الكثير من ميث بها |
| Geçen sene bir ara meth'e fena abanmıştık ve o şeyin insana neler yapabildiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد حظينا بعملية ميث سيئة العام الفائت وتعلمين مالذي تفعله تلك الأشياء |
| Tabii bilmiyordu ki Boston'ın en büyük kristal meth satıcısı ve Jorge'nin patronu sizdiniz. | Open Subtitles | هو لم يكن يعرف أنك أيضاً أكبر تاجرة لمخدر الكريستال ميث في بوسطن و رئيسه خورخي |
| uyuşturucu satılan bir evde bir meth fahişesiyle gönlünü eğlendiriyordur. | Open Subtitles | مطلق عليه النار في زقاق, مشنوق في منزل.. يمارس الحب مع العاهرة ميث 222 00: 12: |
| - Ondan kastettiği de olsa olsa kristal meth ya da onun gibi bir şeydir. | Open Subtitles | وهو مخدر الكريستال ميث أو شيء ما يؤدي للكريستال. |
| Çaylak, bir meth pişiricisiydi biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تعرف أن الخادم هنا , كان طباخ ميث , صحيح ؟ |
| Ve bazı şeyler şöyle gelişti, sokakta bir kristal meth(uyuşturucu bir madde) gördüğünde, ve polisi de çağırırsan, diğer türlü kaçınılmaz olacak saldırılardan ve hırsızlıktan kurtulabilirsin. | TED | ووجدوا شيئا مثل, عندما ترى عقار كريستال ميث في الشارع مع إضافة وجود الشرطة, فيمكنك كبح فيض من أشياء أخرى لا مفر منها من الاعتداءات والسرقات التي من الممكن أن تحدث. |
| Değil mi? Kokain, meth, sanırım bu eroin. | Open Subtitles | كواكيين , ميث , أظن ان هذا هيرويين |
| Bu iyi. meth laboratuarı ile ilgili bir şey yok. | Open Subtitles | هذا جيّد، لكن لا يوجد معمل ميث |
| Ühüü, artık meth üretmeyeceğim. Sen sulu gözün tekisin. Sana kim ihtiyaç duysun ki. | Open Subtitles | " لن أصنع ميث بعد الآن" ..أنت كالطفل الباكي |
| Bir sürü met laboratuvarı işletiyordu. | Open Subtitles | كانت تدير مختبرات ميث حتى انفجر واحد منهم |
| Çok kısa sürede yüksek kalitede met üretmesiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كان لديه مكانة مرموقة بإنتاج ميث الممتاز في وقت قصير جداً |
| Şehirde ve civarında kristal met dağıtımının büyük bir kısmı onların gözetiminde yapılır. | Open Subtitles | المسؤل عن كميه كبيره من الكريستل ميث المهربه في كل انحاء المدينه |
| Niye buradasın hala? Çok fazla uyuşturucu var. İşte bu. | Open Subtitles | لماذا أنت لا تزال جالساً هنا ؟ هذه كمية كبيرة من ميث هذا هو نعم ، اهرب يا خورخي |
| Oldukça ünlü biri. Juarez'in en büyük uyuşturucu laboratuvarını işletiyor. | Open Subtitles | انه مشهور جدا و هو يدير أكبر معمل لمخدر ميث فى خواريز |
| Hatta sizin oradalarda esrar deniyordur. | Open Subtitles | كريستال ميث" , رُبما من المكان الذي أتيتي منه ؟" |
| Kristal metamfetamin ve ekstazi. | Open Subtitles | "كريستال ميث" و حبوب "إكستاسي" |