| Tek başına fazla mesai ücretleri kamu güvenlik bütçesini aştı bile. | Open Subtitles | يكلّف العمل الإضافيّ على حدة امتلك المستعمل فوق الأمان الحكوميّ ميزانيّة. |
| Jellystone 10 yıldır cari bütçesini karşılayamıyor. | Open Subtitles | لم ينتج "جيلي ستون" ميزانيّة عمله طوال 10 سنوات |
| Ted, senden gelecek yılın bütçesini kontrol etmeni istiyorum. | Open Subtitles | (تيد)، أريدك أن "تقضم" من أرقام ميزانيّة العام المقبل |
| Bir projenin teknoloji bütçesinin, bitime üç hafta kala üçe katlanması merak uyandırıyor. | Open Subtitles | مُضاعفة ميزانيّة المشروع التقني ثلاثة أضعاف قبل ثلاثة أسابيع من الإكتمال يدعو إلى تدقيق. |
| Savunma bütçesinin beş katının üstünde. | Open Subtitles | أكثر بـ5 مرات من ميزانيّة وزارة الدفاع. |
| Bilmiyorum farkına vardın mı ama benim eğlence bütçem oldukça düşük ve gerçekten bunu dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | عندما تُعيدين له أغراضه لا اعلم اذا لاحظتي ذلك ميزانيّة التسلية عندي جدا قليلة |
| Reva uzay keşifleri hakkında Ne düşünüyorsun? Rakamlara bakacak olursanız, NASA görevleri, ülkemizin bilim bütçesinden | Open Subtitles | إذا نظرتم للأرقام، فبعثات "ناسا" أنفقت المبالغ المفرطة لأجل ميزانيّة علم أمتنا |
| Bak, bende Coca-Cola'nın bütçesi yok. | Open Subtitles | إسمعي، أنا لاأتوفر على ميزانيّة "كوكاكولا" |
| Başkan Brown şehrin bütçesini zarardan kâra geçirdi! | Open Subtitles | العمدة (براون) حوّل ميزانيّة المدينة من عجزٍ إلى فائض! |
| Pekala, üç hafta önce teknoloji bütçesini üçe katladı. Ben de Dan'ın kaynağını kestim. | Open Subtitles | لقد ضاعف ميزانيّة التقنية ثلاث أضعاف قبل ثلاثة أسابيع، لذا قمتُ بتخفيض تمويل (دان). |
| Dave şehir bütçesini hacklediğinde gizli bir fonun kanıtını bulmuş... sosyal programlardan 10 milyon dolar birinin cebine girmiş. | Open Subtitles | حينما اخترق (دايف) ميزانيّة المدينة، فقد وجد أدلّة لأموال ترضية سريّة... عشرة ملايين دولار مُختلسة من برامج إجتماعيّة لترقد في جيب شخص ما. |
| House'un bütçesinin onaylanmasını sana borçlanıp vakayı alması için teklif ettin | Open Subtitles | لقد تطوّعتِ لتسليمِ ميزانيّة (هاوس) لأنّكِ أردتِهِ أن يكونَ مديناً لك أردتِهِ أن يستلمَ الحالة |
| -Ara verecek bütçem yok. | Open Subtitles | -أنا لم أضع ميزانيّة للإستراحة . |
| Kasaba bütçesinden para aldım. | Open Subtitles | أخذتُ مالاً من ميزانيّة المدينة. |
| Bobby'nin bütçesi bu, tatlım. | Open Subtitles | أنتِ تعيشين ضمن ميزانيّة (بوبي) يا عزيزتي. |