| Bizim evimiz, Clell Miller'ın evi, Sammy Johnston, Creederlar, Will Hite... | Open Subtitles | منزلنا, منزل كليل ميلير وسامي جونستون, آل كريدرز , وويل هايت |
| - Miller'ın ev adresi bu. Herhalde çocuğu kaçıranlara, karargah çavuşunun karısı vermiştir. | Open Subtitles | انه عنوان ميلير الموجود في الورقة يبدو أن لوري هي من أعطته للخاطف |
| Dokunurum. Anne Miller Whitman'la yine maaşımı konuştum. | Open Subtitles | كان عندي مشاجرة اليوم مع الآنسة آن ميلير ويتمان |
| Tekrar belirteyim ki Bay Miller... burası karanlık olduğundan şüpheliler sizi göremez. | Open Subtitles | دعْني أُطمأنُك، سّيد ميلير المشتبه بهم لا يَستطيعونَ رُؤيتك بينما أنت تجلس هنا في الظلام |
| Çünkü Glen Miller ve orkestrası oraya bir kere sıçmıştı. | Open Subtitles | كل لأن غلين ميلير وفرقته أخذ عندما تغوط هناك. |
| Margaret Hollins ve Todd Miller'ın cesetlerinin çıkarılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ استخراج جثث مارجريت هولينس ' و تود ميلير نَبشتْ. |
| Pazartesi ilk iş Miller'ı görmek istiyorum. Bunu ayarladım.. | Open Subtitles | أُريدُ رُؤية ميلير يوم الإثنين هو مرتّبُ. |
| Bayan Miller, belki de avukat masasına geri dönmelisiniz. | Open Subtitles | سيّد ، ميلير أعتقد بأن عليك العودة إلى منضدتك |
| El Cirujano nehrin yukarısında, ve Miller bu görevde 'Nişancı' sensin bu yüzden. | Open Subtitles | "ال"سيروجانو" سوف يكون في مقدمة النهر و "ميلير انت المعين للضربه هذه حسنا |
| Ve Bob Miller, en iyi müşterim, tavanımdan sarkıyordu. | Open Subtitles | بوب ميلير,عميلى المفضل كان معلق على السقف |
| Bölüm birkaç adam verdi, Miller'ı seninle gönderiyorum. | Open Subtitles | اعطتنا الشعبة بعض الرجال وسأسل ميلير معك |
| Jack yalnız kalmak için Miller'ı bayılttı. Mason'a söyleyin. | Open Subtitles | لقد خدر جاك ميلير ليحصل علي بمفرده ، اخبر ميسون بذلك |
| Adının Miller olduğunu söylüyor ama üzerinde kimlik yok. | Open Subtitles | هل نعرف من هو؟ يقول اسمه ميلير لكنّه ليس له تعريف عليه. |
| Adınızın Daniel Miller olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّ اسمك ليس دانيال ميلير. لا، هو ليس. |
| Albert Miller'ı hapishanede arıyor ve tehditler savuruyor. | Open Subtitles | هي تَدْعو ألبرت ميلير في السجنِ، يَجْعلُ التهديداتَ. |
| Albert Miller'ı tehdit ederek kendisine yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | هي لا تُساعدُ نفسها بتَهديد ألبرت ميلير. |
| Miller yazları Minnesota'daki Iron Range madeninde, ...patlayıcılarla çalışmış. | Open Subtitles | شغّلَ ميلير فصول الصيف في الألغامِ على المدى الحديديِ في مينيسوتا، عَمَل بالمتفجراتِ. |
| Albert Miller gibi bir adamın öylece önüne çıkmasıda işine gelmişti. | Open Subtitles | وهو كَانَ إمتِلاك مفيداً جداً a رجل مثل ألبرت ميلير للبَدْء. |
| Bu müzik Glenn Miller'dan, New york'taki | Open Subtitles | تلك موسيقى من جلين ميلير من مقهى روج الفسيح |
| Lennox-Stuart'ta kocanızın yanında çalışmış Louise Miller diye bir kadını tanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفين الآنسة لويز ميلير التي كانت سابقا في وظيفة زوجك في لينيكس ستيوارت؟ |
| Emma ve Millard'ın saatte 13 kilometre hız yapan bir at arabasının arkasında yolculuk yapmak için zamanları vardı. | Open Subtitles | (إيما و ميلير) كانتا ستتأخران عنك بمقدار لحظات طبقاً لسرعة الحصان والعربة التي تمشي بسرعة 2.8 ميل في الساعة |