| Bu gizli görev için neden benim en uygun olduğumdan Emin değilim. | Open Subtitles | أعترف أنّي لستُ مُتأكّدًا ممّا يجعلني أكثر مُلاءمة لهذه المُهمّة السريّة. |
| Yaptığımız şeyin bu olduğundan pek Emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّدًا أنّ هذا ما كنّا نقوم به حقًا. |
| Aramızda bir şey olacağından Emin değilim, bilirsin, benimle o. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّدًا تمامًا بأنّ هذا سيحدث، كما تعلم، بيني و... |
| Emin değilim ama babam öleceğini sandığı zaman yakınlaşmışlardı. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّدًا. ولكن... لقد أصبحوا مُقرّبين حينما فكّر أنّه سيموت. |
| Hatırladığım kadarıyla, John. Emin olmadığın harekette bulunmazdın sen. | Open Subtitles | كما أذكر يا (جون)، إنّكَ لا تُقدِم على خطوةٍ لستَ مُتأكّدًا منها. |
| Emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّدًا. |
| Bayan Shaw, artık çaldığınız şeyin mücevher olduğundan pek Emin değilim. | Open Subtitles | آنسة (شو)، لمْ أعد مُتأكّدًا أنّكم كنتم تسرقون مُجوهرات. |
| Hangisi daha kötü Emin olamıyorum. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}... لستُ مُتأكّدًا أيّهُما أسوأ |
| Emin olamadım. | Open Subtitles | لم أكُن مُتأكّدًا. |
| Emin değilim, bilmiyorum. | Open Subtitles | لستُ مُتأكّدًا. لا أعلم. |
| Öldürebileceğinizden pek de Emin değilim. | Open Subtitles | -لستُ مُتأكّدًا أنّ بإمكانك ذلك . |
| - Emin değilim. | Open Subtitles | -لست مُتأكّدًا . |
| - Öyle yaptığından Emin değilim. | Open Subtitles | -لستُ مُتأكّدًا بأنّك تفهمه . |