| Sen benden daha iyisin. Benim canıma okudun. Çok yorgunum. | Open Subtitles | أنتِ أكبر مني، ولقد تغلبتِ علي، أنا مُتعب |
| Biraz yorgunum. Heyecanlıyım, biraz minnetarlığı hak ediyorum. | Open Subtitles | أنا مُتعب قليلاً،ومرهق قليلاً وأعتقد بأنني أستحق القليل من التقدير |
| Ve birazcık yoruldum, sanırım biraz takdiri hakediyorum. | Open Subtitles | أنا مُتعب قليلاً،ومرهق قليلاً وأعتقد بأنني أستحق القليل من التقدير |
| Üzgünüm. yoruldum Hapishane kokusu üzerime sinmiş. | Open Subtitles | أنا مُتأسف , أنا مُتعب وتفوح منى رائحة السجن |
| Yorgun ve usanmış olduğun gerçeğini umursamadan tırmanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تُكافح، متجاهلاً حقيقة أنك مُتعب ومنهك. |
| yorucu. Çocukların haritada Kanada'yı göstermeleri, kırk dakika sürdü. | Open Subtitles | مُتعب ، الطلاب استغرقوا 40 دقيقة لتحديد كندا على الخارطة |
| Yoruldun yaşlı adam. | Open Subtitles | أنت مُتعب أيّها العجوز |
| İyiyim. Tamam, yok bir şeyim. Yok bir şey, yorgunum sadece. | Open Subtitles | أنا بخير، أجل أنا بخير، لا شيء أنا مُتعب فقط |
| yorgunum ama sürekli uyanıyorum. | Open Subtitles | أنا مُتعب, و لكنى أواصل الأستيقاظ |
| Biraz yorgunum, çok çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا مُتعب فقط إلى حد ما أَعْملُ كثيراً |
| -Sikeyim çok yorgunum lan. -Önümüzdeki 5 yılın böyle geçecek. | Open Subtitles | أنا مُتعب للغاية - هذه ستكون حياتك لمدة 5 سنوات - |
| yorgunum seni çok seviyorum çok üzgünüm | Open Subtitles | أنا مُتعب أحبك كثيراً أنا آسف جداً |
| Bakın yoruldum. Artık eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنظروا، انا مُتعب اناأريدفقطالذهابللمنزلالأن. |
| Hazır olduğumu söyleyeceğin günü beklemekten yoruldum. | Open Subtitles | مُتعب من انتظارك لإخبارى أنى مستعد |
| Hazır olduğumu söyleyeceğin günü beklemekten yoruldum. | Open Subtitles | مُتعب من انتظارك لإخبارى أنى مستعد |
| Sen içinde oturuyorsun ve ben onu giyiyorum ama Yorgun. | Open Subtitles | أعني ، السيارة التي تجلس فيها من بيع الويسكي و ملابسي هذه من بيع الويسكي و لكنه مُتعب |
| Uzun bir yolculuk yaptık ve biraz Yorgun. | Open Subtitles | كُنا في رحلة طويلة ، إنهُ فقط مُتعب قليلاً |
| Galip, coşkulu, Yorgun, yeniden canlanmış... ..ve bu perişan haldeki böbreklerden tamamen bıkmış. | Open Subtitles | مُنتصر، مُبتهج مُتعب و مُنتعش و متعب للغاية من هذه الكلى اللعينة |
| Demek istediğim, o kadar yorucu ki... | Open Subtitles | أعني، أنه مُتعب إنها مثل التي لا تستطيع توفير المُخدّرات. |
| Haftada sekiz gösteriye çıkıyorum ama biraz yorucu tabii... | Open Subtitles | في الأسبوع لذلك إنه قليلاً كما تعلمين مُتعب |
| Yoruldun, değil mi? | Open Subtitles | أنت مُتعب أليس كذلك؟ |
| yorgunsun. Gidiyorum. Yarın görüşürüz. | Open Subtitles | إنّك مُتعب عليّ الذهاب، أراك غداً |
| Pekala, pekala. Herkes çok yoruldu. Şimdi biraz dinlenelim. | Open Subtitles | حسناً ، الجميع مُتعب لننل قسطاً من الراحة |
| Ama yorulduğu anlamına gelmek zorunda değil. | Open Subtitles | ولكن ذلك لا يعني بالضرورة أنّه مُتعب. |