| Bunu bilemezsin. Sen sadece bir çocuksun. Bizi güvende tutacak bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لستَ تعلم شيئاً، إنّكَ مُجرد شاب، يجب أن نفعل شيئاً للحفاظ على أماننا. |
| sadece bir romantik komedi filmi izlemenin bile ilişki memnuniyetini dibe düşürdüğü ortaya çıktı. | TED | اتضح أن مُجرد مشاهدة الكوميديا الرومانسية تتسبب في هبوط الرضا عن العلاقة |
| sadece bir öneri... ziyaret ettiğiniz sırada başka bir acil durumla karşılaştığınızda. | Open Subtitles | . إنه مُجرد إقتراح . فى حالة ما إذا كان هرب من سلم الطوارىء الأخر , عند زيارتك |
| Doğruluk Kılıcıysa yalnızca bir çelik parçası olurdu. | Open Subtitles | و سيف الحقيقة سيكون مُجرد قطعة من الحديد. |
| Duygusal bir saçmalık işte. Değersizdir. | Open Subtitles | إنها مُجرد تفاهات وجدانية ،إنها عديمة القيمة. |
| Bakın, sizin için sadece bir suçlu olduğunu biliyorum, ama o benim lanet kocam, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | إسمع أعلم بأنه مُجرد مجرم بالنسبة لكِ لكنه زوجي اللعين، أفهمت؟ |
| Ki birazdan o gücü de ele geçireceğim ve sonra Confessorler nihayet sadece bir anı olacaklar. | Open Subtitles | وهيَ القوى التى انا على وشك الوصو اليها وبالنهاية،ستكون المؤمنات مُجرد ذكرىَ.. |
| Bu sadece bir güven testi değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس مُجرد أختبار مصداقية ، أليس كذلك؟ |
| Ben sadece bir doktorum. | Open Subtitles | لكنكِ مُخطئة في قرائتي، فأنا مُجرد طبيبٍ بسيط |
| Pekala, tablet gerçeğinin bir kopyasıymış fakat bu sadece bir başlangıç. | Open Subtitles | حسنا الكليشية هي الصفقة الحقيقية ولكنها مُجرد بداية |
| Trojen Atı'nın sadece bir istihbarat operasyonu olması bekleniyordu. | Open Subtitles | حصان طروادة كان من المفترض أن يكون مُجرد عملية استخباراتية. |
| Sen sadece bir çocuksun. Kendimizi korumak için birşeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لستَ تعلم شيئاً، إنّكَ مُجرد شاب، يجب أن نفعل شيئاً للحفاظ على أماننا. |
| sadece bir anlaşmazlık, çocuklar. Babanız bunu düzeltecektir. | Open Subtitles | لقد كان مُجرد سوء فهم يا رفاق، وسيتولي والدكم أمره. |
| Yaptığını açılar mısın çaylak? Bir suçluya yardımcı olmak sadece bir hata değil aynı zaman suçtur. | Open Subtitles | هل تشرحين هذا لى يا فتاة تبادل الشعور ليس مُجرد خطأ فادح |
| Hayır özel bir şey değil. sadece bir izin yılı. | Open Subtitles | لا، لا يوجد شيئاً مميز، مُجرد عام عاديّ. |
| sadece bir aylık kiraydı. Bir şey olmaz. | Open Subtitles | إنهُ مُجرد راتب شهر واحد لن يؤثر علي أبداً |
| Ben yalnızca bir tamirciyim fakat, ya bizler yalnızca makine değil de çalışması için evrenden biraz yardıma ihtiyaç duyan makinelersek? | Open Subtitles | الآن، أنا مُجرد ميكانيكي، لكن ماذا نكون إن لم تكن مكائن؟ المكائن التي بحاجة لمساعدة صغيرة من الكون لكي تعمل. |
| Kötü ruhları kovması için büyük dayımın bana verdiği bir şey işte. | Open Subtitles | إنها مُجرد هدية من عمي لدرء الارواح الشريرة |
| Bu onlar için sıradan bir savaş değil bir haçlı seferiydi. | Open Subtitles | لذلك بإلنسبة لهم ، تلك لم تكن مُجرد حرباً طبيعية |
| Bu kadar dar fikirli olduğunuz için, bilim size göre sihirden ve büyücülükten ibaret. | Open Subtitles | بالنسبة لكم العلم مُجرد شعوذة وممارسة للسحر لأن لديكم عقول صغيرة. |
| Bir piyondum, hepsi bu! | Open Subtitles | لقد كنت مُجرد لاعب .. هذا كل الأمر مُجرد لاعب |
| Rüya gördüğümü biliyorum. Ama daha fazlası gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّي أحلم، لكنّ الأمر يبدو أكثر من مُجرد حلم |
| Korkak tavuğun tekisin ya da gerçek bile değilsin. | Open Subtitles | إنّك مُجرد شخص أحمق. أو إنّك لا تتكلم بجد. |
| Onu tanimiyorum bile, kiz daha çocuk. | Open Subtitles | بالكاد أعرفها وهي مُجرد فتاة |