| Az önce onlar geldi ve özellikle senin dışında bir doktor istediler. | Open Subtitles | هم فقط جاؤوا إلى هنا وسَألوا بشكل مُحدّد عن شخص ما غيرك |
| Dr Riley'e onu uzak tutmasını özellikle söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُ الدّكتورَ رايلي بشكل مُحدّد لتَعليقه |
| Bizi soyan kişi, beş dakika beklememizi özellikle söyledi. | Open Subtitles | سارقنا بشكل مُحدّد أَمرَنا لإنتِظار خمس دقائقَ. |
| Yeni telefonlarda GPS var. İnternetten takip edilebiliyorlar. Ne? | Open Subtitles | أحدث الهواتف بها مُحدّد المواقع، إنّ بإمكانهم تتبّعه على شبكة الإنترنت. |
| Bunun buradaki çiftle bir ilgisi yok. Belki biraz seninle ve damat olmayan belirli biriyle ilgisi olabilir. | Open Subtitles | ليس لها علاقةً بذلك الزّوجان، ولعلّها أكثر بشأنك أنتِ، وعريسٌ مُحدّد لم يحدث. |
| Daha spesifik olursak, Shax, Kaynak'ın suikastçısı. | Open Subtitles | بشكل مُحدّد أكثر، Shax، الذي قاتلُ المصدرَ. |
| Ama, o şarkıyı orada özellikle onun için söylemek çok farklıydı. | Open Subtitles | لكن، أَعْني عَمَله بشكل مُحدّد لها، هو كَانَ مختلفَ جداً. |
| Sana, özellikle oraya gidip bu işe burnunu sokma demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بشكل مُحدّد جداً ألا تذهب إلى هناك وتشحر أنفك فيما لا يعنيك |
| yani hastalarımın tedavi olmak için özellikle Zoe Hart'ı seçtiklerini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | الإخوة ماكينزي مرضاي طلبوا بشكل مُحدّد زوي هارت لتعالجتهم؟ |
| Ama iletişim yöneticiniz özellikle bana özür diledi. | Open Subtitles | لكن مديرَ إتصالاتِكَ إعتذرَ بشكل مُحدّد لي. |
| Babam özellikle chalupa diye bir şey istedi. | Open Subtitles | الأَبّ مطلوب بشكل مُحدّد الشيء دَعا a chalupa. |
| Ona özellikle tamamen temizlemesini söylemiş. | Open Subtitles | هي بشكل مُحدّد طَلبتْ مِنْه تَنظيفها. |
| Evet özellikle de tuz oranı önemli. | Open Subtitles | نعم. يُملّحُ محتوى بشكل مُحدّد. |
| Ve " senin gibi bir çocukla" derken, özellikle senle demek istiyorum. | Open Subtitles | وعندما أَقُولُ، "a رجل مثلك، " أَعْنيك، بشكل مُحدّد. |
| Tam olarak Frannie yi geri almak için özellikle ne istiyorsun? | Open Subtitles | ماالذي { بشكل مُحدّد} تَحتاجُينه مِن فراني لكي تقبلي بعودتها؟ |
| özellikle tablet istemiştim. | Open Subtitles | سَألتُ بشكل مُحدّد للأقراصِ. |
| GPS üzerinden her an nerede olduğunu görmemi sağlayacak. | Open Subtitles | سوف يستخدم مُحدّد المواقع بهاتفكِ ليُخبرني بمكانكِ على الدوام. |
| GPS üzerinden her an nerede olduğunu görmemi sağlayacak. | Open Subtitles | سوف يستخدم خليّة مُحدّد المواقع لإخباري بمكانكِ في جميع الأوقات. |
| Bu belirli bir zamanda, belirli bir mekân demek ve sürekli değişiyor. | Open Subtitles | ذلك مكان واحد مُحدّد في وقتٍ مُحدّد، وإنّه يتحرّك بإستمرار. |
| Rahiplerin belirli engelleri olduğu zaman tayin haklarının olduğunu öğrendiğimde teredüt bile etmedim. | Open Subtitles | حينما علمتُ أنّ الكهناء الذين لديهم عجز مُحدّد يقومون بإختيار مهامهم، لمْ أتردّد في فعل ذلك قط. |
| Henüz spesifik bir hedef yok ama 59'uncu Sokak Köprüsü'nün bir bilgisayar haritasını kurtarmayı becerdiler. | Open Subtitles | ما من هدفٍ مُحدّد بعد ولكنتّهم تمكّنوا من استخراج "خريطة من الحاسوب لـ "59 شارع الجسر |
| Daha spesifik olarak, Büyükannemin resmi üstüne çıkartmanız için. | Open Subtitles | بشكل مُحدّد أكثر، في هذه صورةِ جدتِي. |