| Konuşmamız sırasında bir fotoğraf çekmiştim ve haklı olduğumu kanıtlayan fotoğrafı ona delil olarak sundum. | TED | لقد التقطت صورة خلال ذهابنا وعودتنا وقدمت له الدليل أني كنت مُحقة. |
| haklı olması umurumda değil! Suçun kimde olduğu da! | Open Subtitles | لا أبالى إن كانت مُحقة أم لا أو كان خطأ منُ |
| Seni duyamaz, aşkım. Fakat haklı olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنه سماعكِ حبيبتي ولكن أتعرفين , أنتِ مُحقة |
| haklısın, yeni bir elbise lazım. | Open Subtitles | يجب أن تشتري ثوباً جديداً أجل أنتِ مُحقة |
| haklısın. Ona biraz yol göstereyim. | Open Subtitles | أتعلمين , انتِ مُحقة سأعطيها بعض التوجية |
| - Racetrack haklıydı. Çaylaklara özgü ahmak bir hata yaptın. | Open Subtitles | مضمار السباق كانت مُحقة لقد قمت بإرتكاب خطأ كبير أحمق |
| Umursuzca... ama haklıydın. | Open Subtitles | ياللتعاسة .. لكنكِ كنتى مُحقة أنا مجرد ألة |
| Aklının bir tarafı da haklı olduğumu biliyor. | Open Subtitles | لكن في رأسكِ، أعتقد إنكِ تعرفين أنني مُحقة. |
| Güç delisi mi yoksa paranoyak mı oldun bilmiyorum ama onun haklı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا اعلم اذا اصابك جنون السلطة او انك متشكك ولكنّي اعلم انها مُحقة |
| Hızlı hareket etmediğimi düşünüyor, sanırım haklı da. | Open Subtitles | تعتقد أنني لا أتصرّف بسرعة كافية، وهي مُحقة على الأرجح. |
| Acaba haklı mı diye düşünmeden de edemiyorum. | Open Subtitles | ما زلت لديّ شكوك عمّا لو كانت مُحقة أم لا. |
| O zaman başından beri haklı olduğun için dilediğin kadar zevkten dört köşe olabilirsin. | Open Subtitles | إذن يُمكنكِ قبول سعادة غامرة لمعرفة أنّكِ كنتِ مُحقة طوال الوقت. |
| Hayır o haklı. Daha iyisini hakediyorum. Hayata devam ediyorum. | Open Subtitles | كلاّ , إنّها مُحقة , أستحقُ أفضلَ من هذا , سأُواصلُ حياتي |
| O haklı. Onlardan önce mahzeni bulmalıyız. | Open Subtitles | انها مُحقة, يجب أن نجد تلك المخازن قبلهم |
| Saçımızı aynı renge boyatmayı düşünüyorum. haklısın, kötü bir fikir. Aptalca. | Open Subtitles | لقد كنت افكر بأن نحصل على تشابة مُماثل انتِ مُحقة , انها فكرة سيئة انها غبية لماذا يعتقد راسل انة و باربرا ثُنائى ؟ |
| Aptalca bir şekilde hatalı olduğunu düşündüğümden sürekli haklısın. | Open Subtitles | أنتِ دائماً مُحقة لأنه من الغباء إنني علمتكِ الصح والخطأ |
| haklısın. haklısın. Henüz senin istediğin bir şey yapmadık. | Open Subtitles | أنتِ مُحقة، أنتِ مُحقة يجب أن نفعل شئ ترغبين بفعله |
| Belki de Audrey haklıydı. Eşcinsel insanların arasında rahat olamıyorum. | Open Subtitles | ربما اودرى مُحقة , انا لا اشعر بالراحة مع الشواذ |
| Çok, çok özür dilerim. Ben haksızdım, sen haklıydın. | Open Subtitles | أنا في غاية الأسف، لقد كنت مُخطئة، وأنتِ مُحقة. |
| Hayır, yani, Doğru söylüyor. | Open Subtitles | كلا، أعني، إنها مُحقة يجب أن أراقب مزاجي |
| Sigorta şirketi bu konuda haklıymış. | Open Subtitles | شركة التأمين كانت مُحقة بشأن ذلك. |
| Belkide haklısındır belkide işe yaramazız. | Open Subtitles | الآن أفكر بأنكِ ربما كنتِ مُحقة ربما... ربما نحن لا فائدة منّا |
| Bu yolu yüzlerce kez gidip geldim. Carla haklıysa, burası en uygun yer. | Open Subtitles | لقد قدتُ عبر هذا الطريق مِئات المرات إذا كانت كارلا مُحقة فسيكون هو |
| Belki de yüzünde dövme olan yaşlı hanım haklıdır. | Open Subtitles | ربما تلك السيدة المُسنة ذات الوشم علي وجهها، مُحقة |
| Çok Haklısınız çünkü müvekkilimin burada işi bitti. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ مُحقة بكل تأكيد لإن مُوكلتي هُنا فرغت من التحدث إليكم |
| Booth. haklıymışım. Bir harita. | Open Subtitles | كُنت مُحقة لقد كانت خريطة,أطيلوا النظر إلى يده |