"مُخبراً" - Translation from Arabic to Turkish

• muhbir
• muhbirdi
• muhbiri
• muhbirlik

Bir muhbir yerleştir, bu kez ele geçirmeliyim.
. و قم بوضع مُخبراً في الأمر يجب أن أقبض عليه هذه المره

- Onu bir muhbir olarak düşünemiyorum. - Çünkü değil.
لا أصدق أنه مُخبر هذا لأنه ليس مُخبراً

Neal'ın bir vatandaş mı, bir muhbir mi yoksa bir hırsız mı olduğunun kararı artık somut olarak verilmeli.
سواء أكان (نيل) مُواطناً مُخبراً سرياً، أو لص، هو القرار الذي يجب أن يُوضع بين يديه

- O, güvenilir bir muhbirdi.
لقد كان هذا مُخبراً موثوقاً به

Kurbanınız, başsavcılığın JP Harding ile ilgili yürüttüğü ve hala sürmekte olan... - ...bir soruşturmada gizli bir muhbirdi.
ضحيّتكم كان مُخبراً سرياً لمكتبي في تحقيق جنائي حاليّ ضدّ شركة (جاي بي هاردينغ).

Kardeşimin NK'nın içinde muhbiri var.
هل تعلم , لدى أخي مُخبراً ممتازاً في هذا المجال

Bir keresinde bana FBI'ya muhbirlik yaptığım için köstebek olduğumu söylememiş miydin?
ألم تدعني ذات يومٍ بالجُرذ (واشي) لكوني أعمل مُخبراً لدى المكتب؟

Bence Cordero size Başsavcılık için gizli bir muhbir olduğunu söyledi.
أعتقد أنّ (كورديرو) أخبرك أنّه يتمّ إجباره ليكون مُخبراً سرياً لمكتب المُدعية العامّة.

muhbir olmadığını söylemiştin.
قُلت أنك لست مُخبراً

Başka bir muhbir, işe aldım, kötü adam.
جنّدتُ مُخبراً آخر، شخص سيّء

O bir muhbir olmak için anlaştı.
وافق بأن يُصبح مُخبراً

Değerli ve verimli bir muhbirdi.
كان مُخبراً منتجاً و نشطاً

Yani Faris bir kaynak ya da parali bir muhbirdi.
-إذن كان (فارس) مصدراً أو مُخبراً مدفوع الأجر .

Yani Faris bir kaynak ya da paralı bir muhbirdi.
-إذن كان (فارس) مصدراً أو مُخبراً مدفوع الأجر .

Bugün bir gizli muhbiri cezaevimde ölü bulduk ve bu kâğıt parçaları yüzündendi.
وجدتُ مُخبراً سرياً مقتولاً اليوم في سجني، وكان بسبب قطع الأوراق هذه.

FBI muhbiri değilim.
أنا لستُ مُخبراً لمكتب التحقيقات الفيدرالية

Nesbitt pisliği federallere muhbirlik yapıyormuş.
(ذلك الوغد (نيسبيت كان مُخبراً للفيدراليين