"مُرتزقة" - Translation from Arabic to Turkish

• paralı

Borç Koleksiyoncusu olarak bilinir intikam almak için paralı bir askerdir.
إنه معروف بإسم جامع الديون مُرتزقة يُدفع له لينتقم بشكل دقيق

Tüm dünyayı sesleriyle aydınlatmadan önce, Mutlu Tiriniciler grubum iyi eğitimli paralı askerlermiş.
قبل أن يسعدوا العالم بأغنيهم... فريق المغنين السعداء كانوا مُرتزقة مدربين تدريب عالي.

Ne oyun oyandıklarını bilmiyorum ama başkası için çalışan dik kafalı paralı askerlerdir.
لا أعلم اللعبة التي يلعبونها لكنهم يعملون لصالح شخص آخر مُرتزقة مُتشددين

Kayıtlarda paralı askerlere yapılacak ödemelere yer yok.
لا يوجد بند للإستفادة من خدمات قوى مُرتزقة مُسلحة

Savaş görmüş bir düzine uluslararası paralı askerlerim vardı.
كان لدىّ ما يقرب من دزينة من رجال الأمن مُرتزقة دوليين مُستعدين للقتال

Birkaçı da muhtemelen paralı asker, casus.
البعض منهم من المُحتمل أنهم مُرتزقة ، جواسيس لأعداء

Onun yönetimini zayıflatmaya yönelik girişimlerimize rağmen Lorenzo yarımadadaki en başarılı paralı askerlerin gözüne girmeye çalışıyor.
بعيدًا عن محاولاتنا لإضعاف حكمه يسعى "لورينزو" لأفضل مُرتزقة في شبه الجزيرة.

Dünyaya Sırp paralı askeri sağlıyor.
يُمَول مُرتزقة "صربيا" حول العالم.

Carrigan silah kaçakçısı, uyuşturucu satıcısı, paralı askerdi. Bunların hiçbiri umurumda olmadı.
كان (كاريغان) مهرّب أسلحة، وتاجر ممنوعات ورجل مُرتزقة.

Ayrıca güneydoğu Asya'da orduda paralı asker olarak çalışmış.
"عملَ أيضاً في الجيش الخاص مُرتزقة في جنوب شرق (آسيا)"

Yusuf haklı. Bunlar paralı askerler.
يوسف) على صواب في رأيه) هؤلاء الرجال مُرتزقة

Ama karteldekiler, fidyenin ilk taksiti diyerek Elia'ı kazıkladıktan sonra adamın yerel paralı askerler kiralayarak peşlerine düşeceğini hesaplamışlardır ve çeşme hakkında da bilgileri vardır herhalde.
لكن بعدما خانت مُنظمة المُخدّرات (إليا) في أوّل دفعة فدية، لابدّ أنّهم افترضوا أنّه سيستأجر مُرتزقة محليين للسعي وراءهم، وسيعلمون بأمر النافورة.

Liam Hollister, eski ingiliz paralı asker.
(ليام هوليستر)، مُرتزقة بريطاني سابق.

paralı asker onlar.
إنهم مُرتزقة