| korkunç,ama en azından yarın eve gideceğim. | Open Subtitles | مُريع. ولكن على الأقل سأتمكن من العوده لمنزلى غداً |
| Bu gerçekten korkunç ve iç karatıcı bir sonuç. | Open Subtitles | حسناً, إن ذلك مُريع. حقاً إنها بيانات مُحبطة |
| Bana sınırsız güç verebilecek, fakat karşılığında korkunç bir bedel isteyen bir büyü bulmuştum. | Open Subtitles | أكتشفت مُجلد قديم ، و الذي ينص على وعد وهبي قوّة غير محدودة ، لكن بثمن مُريع. |
| Hayatımla istediğimi yapacağımı kabul edemiyorsan o halde berbat bir arkadaşsın demektir. | Open Subtitles | إذا لم تقبل بما قررت فعله في حياتي .. إذن أنت صديقٌ مُريع |
| Bir adamın kendi köpeğini vurmak zorunda olduğu çok berbat bir dünya burası. | Open Subtitles | إنه عالم مُريع حيث يُجبر الفرد على قتل كلبه |
| Harika falan değil, iğrenç bu. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً إنّه مُريع |
| Birisi içeride karanlık ve korkunç bir büyü yapmış. | Open Subtitles | يعتقد بعض الناس, أنهم يستطيعون إخفاء هذا لكنه سحر مُريع بالداخل |
| Bir gün, yaşadığınızın artık aşk değil yıllar içinde hasar görmüş boş deniz kabukları gibi korkunç bir acı dansı olduğunu fark edersiniz! | Open Subtitles | ثم تُصابون بقليل من الملل حتى يأتي يوماً ما تدركون فيه , ان ما بينكم لم يعد حباً انما هو عبارة عن ألم مُريع أصابكم |
| Hiç tepki göstermemeleri korkunç olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | إن كُنّ لا يتجاوبن معكِ، فهذا لا يعني انّ أداءك مُريع |
| Tüm aile korkunç acılar çekerek ölmüş. | Open Subtitles | ومات افراد العائلة اجمع بعد نَّزْع مُريع |
| "korkunç bir şey bu, Dedektif Mosby berbat ötesidir" demek istedim. | Open Subtitles | لا, أنا أعني, رباه هذا مُريع لأن المُحقق (موزبي) هو الأسوأ |
| Bu çok, o çok korkunç! | Open Subtitles | الأمر فقط،إنه يبدوا بشكل مُريع |
| Çaresizce özlemini çekmenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تعرفين كم أنّ انتظاركِ مُريع |
| Mal gibi yumruk atıyorsun. korkunç. | Open Subtitles | أنت تضرب بشكل ضعيف انه أمر مُريع |
| Hayır berbat geçti, onu kaçmakla tehdit ettim. | Open Subtitles | .كلّا, لقد جرى بشكلٍ مُريع, ولقد هددتُ بالهروب |
| İyi şeyler yapmaya devam çocuklar, dünya berbat bir yer. | Open Subtitles | إستمرّوا في العمل الجاد يا رفاق. إنّه عالمٌ مُريع. |
| - Bir casusa göre berbat bir yalancısın. | Open Subtitles | بالنسبة لجاسوسة، فأنتِ كاذبة مُريع. |
| Bazen kontrol edemeyeceğim bir dünyayı hayal bile edemiyorum. Oldukça berbat olmalı. | Open Subtitles | " لا أتصوّرُ أن أحيا في عالمِ " "حيثُ لا يُمكنني أن أتعامل معه " " يبدو وكأنّ هذا أمرٌ مُريع " |
| - O adamdan hoşlanmıyorum. berbat. | Open Subtitles | -لا, لا يعجبني ذلك الرجل, إنه مُريع |
| Bu iğrenç. | Open Subtitles | حسناً، ذلك مُريع |
| Sen rezalet bir insansın, benim annem değilsin, ve bir daha beni dinliyor musun? | Open Subtitles | فأنتِ شخص مُريع و لستِ أمي و إذا ما أقدمتِ هل تعي كلامي هذا؟ |