| Evet, bu bir gizem, değil mi? Farklı görüşlerimizin olması şaşırtıcı değil ancak bu birlikte çalışamayacağımız anlamına gelmez, değil mi? | Open Subtitles | ليس مُستغرباً أنّ لدينا منظور مُختلف، لكنّه لا يعني أننا لا نستطيع العمل معاً، صحيح؟ |
| İlişki yaşadığın birinin sır sakladığını öğrenince tepesinin atması şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | أجل، حسناً، ذلك ليس مُستغرباً عندما تجد شخصاً أنت معه في علاقة يكتم سراً. |
| İzini kapatması şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | ليس مُستغرباً عليه تغطية تحرّكاته. |
| Chimera olarak birinin hala hayatta olması bu kadar şaşırtıcı olmamalı. | Open Subtitles | لا يجب أن يكون مُستغرباً أن هناك شخص لا يزال حـيـاً وهو (كـائـن خـرافـي)َ |
| Lavabonun önündeki pozisyonuna göre Santiago'nun kanının buraya sıçraması şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | بناءً على الطريقة التي كان بها وضعه في الحوض، ليس مُستغرباً أنّ دم (سانتياغو) تدفق إلى ذلك الإرتفاع. |
| Matthew Gold'u tanıyorsanız bu pek de şaşırtıcı olmaz. | Open Subtitles | ليس أمراً مُستغرباً لو كنتما تعرفان (ماثيو غولد). |