| Normal kurtların sürülerindeki yaralı bir kurdu asla terk etmediklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أن الذئاب العادية لا تترك أحد أعضاء الجماعة مُصاب |
| Normal kurtların sürülerindeki yaralı bir kurdu asla terk etmediklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أن الذئاب العادية لا تترك أحد أعضاء الجماعة مُصاب |
| Bize yardım etti, yaralandı ama bu ne isterse yapacağının anlamına gelmez. | Open Subtitles | لقد ساعدنا وهوا مُصاب ،لكن هذا لا يعني أنه عليكي ان تفعلي كل ما يطلبه منكِ |
| - Hayır, Yaralısın. Dün vuruldu. - İyi olacağım. | Open Subtitles | لا ، أنت مُصاب ، لقد أُصيب بطلق ناري بالأمس |
| Dağlardaki kereste fabrikasında adamın biri yaralanmış. | Open Subtitles | هناك رجل مُصاب من مصنع الأخشـاب في الجـبال |
| Ölen dört yaralı 19 eksik bir ve yaralanmamış dört. | Open Subtitles | ،أربعة وفيّات، 19 مُصاب .شخصٌ مفقود وَ أربعة غير مُصابين |
| Kurbanlardan biri olay yerinde ölmüş, diğeri ağır yaralı. | Open Subtitles | ضحيّة إطلاق نار ميّتة عند الوصول. وآخر مُصاب بجراح خطيرة. |
| - 23 yaralı bir ölü - Neler oluyor. | Open Subtitles | ثلاث وعشرون مُصاب وقتيل واحد، ما الذي يجري؟ |
| Hey beyler, köpeği buldum, yaralı. | Open Subtitles | يا رفاق, لقد وجدتُ كلباً مُصاب |
| En az bir yaralı var. | Open Subtitles | علي الأقل هنالك شخص واحد مُصاب بجروح خطيرة . |
| Dinle, insanlarından birisi yaralandı. Bir sağlık ekibi gönderirsen onu bırakmayı düşünürüm. Bir sağlık ekibi gönderirsen onu bırakmayı düşünürüm. | Open Subtitles | استمع لى، أحدكم مُصاب بشدة هنا عليك إرسال الوحدة الطبية للإعتناء به |
| Çatışma sırasında ciddi biçimde yaralandı. | Open Subtitles | كان مُصاب بجروح بليغَة في تبادل إطلاق النار. |
| Ve sırada 27 metrelik bir yat satın almak için rehin alındı... 13 asker ve 20 sivil yaralandı ayrıca dört kabine üyesiyle birlikte başkan yardımcısının da öldürüldüğü haberini alıyoruz. | Open Subtitles | فى الساعة المقبلة هل تتطلع لشراء يخت طوله 90 قدم؟ أخذ رهينة، لقد سمعنا ان نائب الرئيس تم إغتياله مع أربع أعضاء من الوزارة 13جندى مُصاب و20 مدنى |
| - Bir adamımız vuruldu. - Bu da ne böyle? | Open Subtitles | ـ لدينا رجل مُصاب ـ ما هذا بحق الجحيم ؟ |
| Bölgedeki hastaneleri silahla yaralanmış birisi hakkında uyarın. | Open Subtitles | نبّه المُستشفيات المحليّة ليتأهّبوا لضحيّة مُصاب بطلقات ناريّة. |
| Sen böyle biri değilsin hayatım. Yaralısın ve sinirlisin... | Open Subtitles | عزيزي، هذا ليس أنت أنت مُصاب ومنزعج |
| Aslında o da var ama ölümcül hasta. | Open Subtitles | كلا، ليس من هذا القبيل حسناً، هو كذلك أيضاً لكنّه مُصاب بمرض عُضال |
| Vuruldum, Vuruldum. | Open Subtitles | أنا مُصاب ، أنا مُصاب |
| Herpes hastası birisinin yakınında çook dikkatli olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تتوخّوا الحذر الشديد عند التعامل مع مُصاب بالقوباء |
| Göğümüzü kurtarın! Tamam, bak, Yaralandın. | Open Subtitles | حسناً، اسمع، أنتَ مُصاب. |
| Hastalık bulaşmış bir Cylon ölür ve hastalığı diriliş gemisine getirirse hızla yayılabilir ve bütün ırkımıza hastalığı bulaştırabilir. | Open Subtitles | إذا لقى سيلونز مُصاب حتفه وقام بحمل هذا المرض إلى سفينة البعث رُبما قد ينتشر المرض ويقضى على جنسنا بالكامل |
| - Çavuş yaralandım ben. | Open Subtitles | أيّها الرقيب، أنا مُصاب. |
| Vuruldun mu? | Open Subtitles | ، أنت مُصاب برصاصة؟ |
| Vurulmuşsun! Hey. Onlar bizi sıkıştırmadan önce icaplarına bakmamız lazım. | Open Subtitles | أنت مُصاب! علينا أن نقاطعهم ، قبل أن يحاصرونا |