| Burası çok karanlık. Seni güçlükle görebiliyorum. | Open Subtitles | إن المكان مُظلم هُنا بالكاد أستطيع رؤيتكى |
| Eğer ölürsem, ...o çocuk da soğuk ve karanlık yere gider. | Open Subtitles | lf l يَمُوتُ، ذلك الولدِ يَذْهبُ إلى تلك البرودةِ، مكان مُظلم. |
| Yani, genelde işe karanlık ve Kasvetli bir yerde başlayıp asıl mesele olan yok etmeye evde devam etmiyor muyuz? | Open Subtitles | أعني، ألسنا في كل مرة نبدأ بمكان مُظلم و موحِش من ثم ينتهي بنا الأمر في المنزل للقضاء عليهم؟ |
| Bir nedenden ötürü departmana sızmış, ayrıca görünüşe göre karanlık bir tarafıda var. | Open Subtitles | وأنه تسلل لطريق الإدعاء العام لعدة أسباب غامضة، كما اتضَّح بأنَّ لديه جانب مُظلم |
| Kara ve yoğun Kükrüyor bulutlar | Open Subtitles | كثيف على نحو مُظلم إهدرْ الغيومَ المنتشرةَ |
| Tabii cadıyla karanlık bir yolla evlenmezsen. | Open Subtitles | مالم تَتزوّجُ الساحرةَ عَلى نَحوٍ مُظلم. |
| Eğer her ikisinden de ufak bir parça bile bahsederseniz, hayatınızın geri kalanını geçirmek üzere soğuk ve karanlık bir yere konduğunuzu görürüm. | Open Subtitles | إذا كنت ستنطق كثيراً حتى بتلميح من كِلا الأمرين سَأَراك تُضِع جانباً في مكان بارد، مُظلم لبقيه الزمان |
| Eee, Goldy, karanlık, soğuk, yalnız bir mağarada kaybolduk gibi görünüyor. | Open Subtitles | حَسناً، غولدي، يَبْدو بأنّنا مفقودون في a كهف وحيد بارد مُظلم. |
| - Bir şey okunamayacak kadar karanlık. | Open Subtitles | أظنّ أنّ المكان مُظلم للقراءة الصحيفة ليست للقراءة |
| İğne deliği kamerayı, oyuk ve karanlık olan her şeyden yapabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك عمل هذه الكاميرا بأي شيء مجوف و مُظلم |
| Normal dünya ile yan yana var olan karanlık bir dünya. | Open Subtitles | عالم مُظلم يسير جنباً إلى جنب مع العالمِ الطبيعيِ |
| Geceleri sirenleri duyardım. karanlık bir yerlerde olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | كنتُ أسمع صفارات الإنذار في الليل وأتخيّلكِ في مكان ما مُظلم. |
| Şey, yani sanırım karanlık bir yanım var, evet. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أن لديى جانب مُظلم بالتأكيد. |
| Burada duracağız. Hava ilerleyemeyeceğimiz kadar karanlık. | Open Subtitles | سنتوقّف هنا، النظاق مُظلم جدًا عن المُضيّ. |
| Çok karanlık demiştin, ve birden güneş gözlüklerini mi aldın? | Open Subtitles | هل تقول أن المكان مُظلم ؟ وبعدذلكتقومبخلعِنظارتك. |
| Bazen karanlık bir sokak sadece karanlık bir sokaktır. | Open Subtitles | أحياناً الزقاق المُظلم هو مُجرد زقاق مُظلم. |
| karanlık bir günde oldukça az bir ışıkla iki seçenekle karşılacaksın. | Open Subtitles | "في يوم مُظلم بهِ ضياء خافت، ستواجهي خيارين داخل غرفة صغيرة" |
| Ama elim bir Grey Cup pazar gününde Kanada'nın sevgilisinin karanlık bir yüzü olduğunu öğrenmiştik. | Open Subtitles | ولكن كما علمنا جميعا في يوم الأحد من الكأس الرمادي أن حبيبة كندا لديها جانب مُظلم |
| karanlık sokakta satılabilecek bir şey değil. | Open Subtitles | إنّه ليس شبيه بأنّهم سيقومون بتفجيرها في زُقاقٍ مُظلم. |
| Kara ve yoğun Kükrüyor yayılan bulutlar | Open Subtitles | كثيف على نحو مُظلم إهدرْ الغيومَ المنتشرةَ |