| Ben sadece hastamla konuşurken birinin sözümü kesmesine alışık değilim. | Open Subtitles | آه، إنّني فقط غير مُعتاد على شخص يقاطعني عندما أتحدّث مع مريض. |
| Sevgisini dışa vurmayan kadınlara alışık olduğumu düşünebilirsin. | Open Subtitles | قد تعتقدين أنّي مُعتاد على النساء اللواتي يكبحن حبّهنّ |
| Görmezden gelinmeye alışık değilim. | Open Subtitles | حسنا ً , أنا لست مُعتاد على ...أن يتم تجاهلى .... |
| Görmezden gelinmeye alışık değilim. | Open Subtitles | حسنا ً , أنا لست مُعتاد على ...أن يتم تجاهلى .... |
| Görüntülere, kokuya ve çığlıklara... alıştım. | Open Subtitles | ،أصبحتُ مُعتاد على المنظر، الرائحة .والصُراخ |
| Führer kale alınmamaya alışık değildir. | Open Subtitles | الفوهرر غير مُعتاد على أن يتم تجاهله سيّد (شميدت). |
| Vücudum buna alışık değil. | Open Subtitles | جسدي ليس مُعتاد على هذا |
| Bekletilmeye alışık değilim, Bay Medici. | Open Subtitles | (لستُ مُعتاد على إنتظار أحدًا، سيد (ميديشي |
| - İşler çirkinleşecek. - İşlerin çirkinleşmesine alıştım. | Open Subtitles | ـ هذا الأمر سوف يسوء ـ أنا مُعتاد على سوء الأمور |
| - Ben alıştım. | Open Subtitles | -أنا مُعتاد على ذلك . |