"مُغرم" - Translation from Arabic to Turkish

• aşık
• aşığım
• aşıksın
• ve divaneye

Yalvardım beni ayakta öptü ve başka birisine aşık olduğunu söyledi.
إلا إنه قبلني على رأسي وقال لي أنه مُغرم بشخص آخر

Bunu ona kesinlikle aşık olan birisinden daha iyi kim yapabilir?
من أجدر بمساعدتها على ذلك من رجل جليًّا أنّه مُغرم بها؟

Evet, ama belki öğrenene kadar o kadar aşık olacaktı ki bu umurunda olmayacaktı.
اجل , لكن ربما حينها سيكون مُغرم بها و لن يهتم

Argh! Çek ellerini üstümden kadın. Gazım yok benim,aşığım.
أتركيني أيتها المرأة، لست أعاني من الغاز، أنا مُغرم

Lily'ye aşıksın.
.(أنت مُغرم بـ (ليلي

"Büyülenmem ve divaneye dönmem, hep senden dolayı, canım"
إنى مُغرم بكِ، يا حبيبتي

Cadılar ve vampirlerin savaş hâlinde olduğu bir şehirde genç ve aşık olmak.
امرؤ شابّ مُغرم في مدينة يتحارب فيها مصّاصو الدّماء مع الساحرات.

Eğer bir cadıya aşık olduğum için adam kayırdığımı görürse...
وفضّلني لتنفيذ المهمّة لأنّي مُغرم بساحرة.

Bir yandan kedileri olan deli bayan diğer yandan sana apaçık aşık olan çocuk.
وصاحبة القطة بالجانب الآخر والشاب الذي مُغرم بكِ حقًا، على الجانب الآخر

aşık bir adam seni mutlu etmek için her şeyi söyleyebilir, ve inan bana, o adam sana aşık.
'لأن ، أقصد الرجل الواقع في الغرام سيقول أي شيء لأسعادك وثقي بي ، هذا الشاب مُغرم

Kendisini ayarlayabilirdim fakat başkasına aşık.
كنت لأجمع بينكِ وبينه لكنه مُغرم بإمرأة أخرى

Bakın, ben aşık falan oldum tamam mı?
رفيقاي، إنّي فقط مُغرم وما إلى ذلك.

Kocamın sana aşık olduğunu düşünürsek.
ألا ترين كيف أنّ زوجي مُغرم بكِ؟

Ayrıca, bu kadar çabuk aşık olduysa onun için hiçbir şeymişim anlamına gelir ve bu pek mümkün değil!
إلى جانب ذلك، إذا كان مُغرم بهذه السرعة إذن فأنا لا أعني له شيئاً وهذا غير ممكن ‏(جينا) اكدي كلامي

Ona aşık oldun değil mi?
أنت مُغرم بها، اليس كذلك؟

Artık birbirimize aşık olduk.
الآن كلانا مُغرم.

Bana aşık olduğunu biliyordum. Her ne kadar Stefan ile aramız kötü olsa da izin vermemeliydim.
علمت أنّه مُغرم بي، حتّى أنّي علمت أن علاقتي أنا و(ستيفان) بنهايتها

Sana aşığım sanıyordum. Şimdi bana bak.
كنت أعتقد أنني مُغرم بكِ أنظر لي الآن

Buradayım, çünkü ona aşığım.
أنا هنا لأنني مُغرم بها

Çünkü ona aşığım ve onu üzmek istemiyorum.
. ؟ لأنني مُغرم بها

Sen aşıksın.
أنت مُغرم