| Kız kardeşinin Sürpriz ziyaret yapmak için izin aldığım haftayı seçmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق ان شقيتك اختارت اسبوع اجازتى لتأتى فى زيارة مُفاجئة |
| Cömert bir yer gibi görünebilirler ama Sürpriz bir şekilde insana düşmanca davranmaktadırlar. | Open Subtitles | رُبَّماتظهرللعيانوافرة، ولكنَّ بالنسبة للبشر, فهي بيئة عدائية بصورة مُفاجئة. |
| Sana Sürpriz yaparım dedim, güzelim. Seni son günlerde zar zor görüyorum. | Open Subtitles | ظننت أنها ستكون مُفاجئة بالنسبة لكِ عزيزتى أنا بالكاد رأيتك فى الأونة الأخيرة. |
| Okuldan döndüğünde senin için bir sürprizim olacak. | Open Subtitles | عندما تعودي من المدرسة لدي مُفاجئة من اجلك |
| Fakat şaşırtıcı bir fikir akıllarımızı ve gönüllerimizi çelmişti: Ülkemizi baştan kuracaktık ve bu ikinci cumhuriyetimizin ordusu olmayacaktı. | TED | وأيضاً، استحوذت فكرة مُفاجئة على القلوب والعقول: سننهضُ مجددًا ببلدنا، ولن يكون لدى الجمهورية الثانية جيشًا. |
| Ve, Bubba J. 'i bir süpriz bekliyor. | Open Subtitles | بجانب, بابى جاى حصل على مُفاجئة |
| Saatin sonunda Sürpriz bir konuğumuz var. | Open Subtitles | لدينا مُفاجئة خاصة لكم في نهاية هذه الساعة. |
| Karargâh komutanının karısı için Sürpriz bir parti veriliyordu. | Open Subtitles | كنتُ أحاول الوصول إلى حفلة مُفاجئة لزوجة قائد القاعدة. |
| Sürpriz bekârlığa veda partisi için kaçırıldım ve orada olamayacağım! | Open Subtitles | لقد تم خطفي من أجل حفلة وداع عزوبية مُفاجئة لذا لن آتي الليلة مُطلقاً |
| Tabii işin içinde şaşırtıcı bir Sürpriz varsa ancak. | Open Subtitles | لو كان ذلك في سبيل مُفاجئة عظيمة سأفعل ذلك |
| Sürpriz partiye gelmedik millet, gizlilik seçeneğini unutabilirsiniz. | Open Subtitles | هذه ليست غارة مُفاجئة أيها القوم، لذا فبإمكانكم التخلّي عن وضعية الهجوم المُتسلل. |
| Böyle Sürpriz, garip ziyaretleri, yapabilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | .. لستَ الوحيد الذي يستطيع التخطيط لزيارة مُفاجئة غريبة |
| Sürpriz parti planladığım için çok gergindim. | Open Subtitles | أبدو متحمّسة جداً ! كما لو كنت اُخطط لحفلة مُفاجئة |
| Bunun da Sürpriz olması gerekiyordu. | Open Subtitles | هذا من المفترض أن يكون مُفاجئة أيضًا. |
| Ne hoş bir Sürpriz. | Open Subtitles | يا لها من مُفاجئة سارة |
| Ne büyük Sürpriz. | Open Subtitles | يالها من مُفاجئة |
| O'na yarın ufak bir Sürpriz parti yapacağım. | Open Subtitles | وأقدّم لها حفلة مُفاجئة غداً. |
| Osmanlı İmparatorluğu Sinyor Da Vinci'ye birkaç Sürpriz yapabilir. | Open Subtitles | الإمبراطور العُثماني قد يكون لديه مُفاجئة أو اثنتين.. للسينيور (دا فينشي) |
| Gözbebeğim, annecim önümüzdeki hafta, sana büyük bir sürprizim var. | Open Subtitles | أمي الحبيبة لديّ مُفاجئة لكِ الأسبوع القادم |
| Ow, dur biraz, sana bir sürprizim var. Ha. O ne? | Open Subtitles | أنتظر لديّ مُفاجئة لكَ. ما هي؟ |
| Çocuklar yeni evin kenarında dolaşırlarken aileler şaşırtıcı derecede sakinler. | Open Subtitles | الاهل مُرتخين بصورة ٍ مُفاجئة وأطفالهم يستكشفون حدودهم في البيت الجديد. |
| - Evet. Bu şaşırtıcı gelebilir. Çıkış sözleşmesini imzalamadınız, değil mi? | Open Subtitles | هذه مُفاجئة بعض الشّيء، لم توقّعي على عقد الخروج خاصّتك؟ |
| Dinle, Gerry'e Tom ve Elizabeth Keen'den süpriz bir ziyaret yapıldı... ve dosyada ne noktada olduğumuzu... bilmek için can atıyorlar. | Open Subtitles | استمع إلىّ ، لقد حصل (جيري) على زيارة مُفاجئة (من (توم) و (إليزابيث كين وهُم مُهتمين للغاية |