| Bahsettiğim gibi, bu acil ve gerçekten eğer seviniriz ... | Open Subtitles | مثلما ذكرت ، إنهُ أمر مُلح و سّأكون ممتناً إذا |
| Lord hazretleriyle acil bir işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يزعم أن لديه عمل مُلح مع سعادته. |
| Matt, Scottie'nin öğretmeni telefonda. acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | -مات)، معلمة (سكوتي) على الخط، تقول أن الأمر مُلح)" " |
| Birinci hatta Jeo Napier var, Bay Hooks. acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ،(جو نابير) على الخط (1) .يبدو أن الأمر مُلح |
| Ben acil olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن الأمر مُلح |
| Gabriella, bu acil. Şahsi olarak aracılık edebilir misin? | Open Subtitles | غابرييلا)، الوضع مُلح) أيمكنني التدخل شخصياً؟ |
| - Aslında acil bir durum var. | Open Subtitles | في الواقع، إنّه أمرٌ مُلح |
| acil. Çok önemli. | Open Subtitles | شيئٌ مُلح مسألة خاصة بالدولة |
| Penny Marchand burada. acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (بيني مارشان) هنا وتقول أنّ الامر مُلح |
| acil. | Open Subtitles | لقد كان مُلح. |
| Bu da acil. | Open Subtitles | هذا أمرُا مُلح |