| Evet baya ilginç, ve... ilham verici | Open Subtitles | أجل أنه مشوق أنه مشوق و أنه مُلهمة |
| İşte bu bir ilham verici TTD ürünü. | Open Subtitles | هذه مفاجآة مُلهمة للغاية |
| - Muazzam şekilde ilham verici olduğuma mı? | Open Subtitles | أنني مُلهمة جداً؟ |
| Size söylemeliyim ki, bildiğim en zengin ilham, Amazon'da karantina altında geçirdiğim zamandakiydi. | Open Subtitles | اسمعني، أفضل لحظة مُلهمة بالنسبة لي كانت خلال فترة الحجر في غابات الأمازون |
| Sahne ve favori fotoğrafçılarının varlığı Marilyn'e ilham vermiş gibiydi. | Open Subtitles | و جعلت العالم يلاحظ أنها لا تزال تمتلك جسدا مثيرا قد بدت مارلين مُلهمة بالمشهد |
| Bu arada, muhteşem konuşmaydı. İlham vericiydi! | Open Subtitles | خطاب ممتاز بالمناسبة كانت تلك بالفعل خطبة مُلهمة |
| İlham verici bir hikaye bu Mr. Deer. | Open Subtitles | هذه قصّة مُلهمة يا سيّد (دير). |
| Çok ilham verici. | Open Subtitles | بالفعل مُلهمة |
| İlham verici kelimeler. | Open Subtitles | كلماتٌ مُلهمة. |
| Bak, sana ne diyeceğim hanımefendi, birazcık ilham vericiden çok daha fazlasısın. | Open Subtitles | حسناً، دعيني أخبركِ بشيء يا سيدتي أنتِ أكثر من مجرّد مُلهمة |
| Umarım değişimi dokümente ederek ve küresel topluma gelecek adına harekete geçmek için ilham vererek, değişim içindeki olağanüstü tabiatın kayıtları olarak hizmet edebilirler. | TED | آمل أن تكون لوحاتي بمثابة سجلات للمناظر الطبيعية الخلابة و المتغيرة باستمرار. مُوثقة للتغير المناخي و مُلهمة للمجتمع العالمي للمبادرة بما سيصلح لمستقبلنا. |
| Sanırım bizim William yeni ilham perisini buldu. | Open Subtitles | أظن أنَّ ويليام عثر على مُلهمة جديدة |
| İlham meleğin var zaten, hayatım. | Open Subtitles | أنت لديك مُلهمة بالفعل يا عزيزي. |
| İlham meleğin var zaten,hayatım. | Open Subtitles | أنت لديك مُلهمة بالفعل يا عزيزي. |