| Ne eğlenceli, kankalarla takılıyorum dondurma yiyorum, korku filmi izliyorum. | Open Subtitles | مُمتع جداً، التسكع مع الرجال أكل المثلجات، مُشاهدة أفلام الرعب |
| Babanız ve ben eğlenceli olabilecek bir şey hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | أنا ووالدك كنّا نتفاكر حول أمر قد تجد أنّه مُمتع. |
| Bence bu program bütün aile için eğlenceli olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا البرنامح مُمتع لجميع العائلة |
| Ama artık kustuğumda sevdiğim romanların isimlerini söylemeye çalışıyorum, eğlenceli oluyor. | Open Subtitles | لكن الآن، عندما أتقيّأ ..أحاولُ ذكر أسماء رواياتي المفضّلة، لذلك هذا مُمتع |
| Bir süre emlakçılık yaptım gayet eğlenceliydi. | Open Subtitles | كُنت سمسارة عقارات لفترة ، وكان أمر مُمتع. |
| İnsan bıçaklamak eğlenceliymiş. | Open Subtitles | طعن الناس أمرٌ مُمتع. هل سيكون هناك المزيد من الأشخاص لكي أطعنـ هم؟ |
| Tehlikeli, ruh hastası ve anormal diyenler oldu ama kimse eğlenceli demedi. | Open Subtitles | لكن لم يقولو أبداً مُمتع أتعلمين إن كنت لاتعملي شيئاً |
| Şükran Günü sizin evde eğlenceli geçiyor olmalı. | Open Subtitles | و سجلت في فندق آخر لابد و أن عيد الشكر مُمتع في منزلك |
| Bu çok eğlenceli olacak. | Open Subtitles | ولا تبكِ بعد الآن هذا سًيكون مُمتع للغاية |
| Pro Bowl haftasonundaki kadar eğlenceli olur diyemem ama eğleniriz yine de. | Open Subtitles | لا يُمكنني القول أن الأمر سيكون مُمتع كإجازة دوري المُحترفين لكن ينبغي أن يسير الأمر بشكل سلس |
| Bu şekilde daha eğlenceli. | Open Subtitles | لأن الأمر مُمتع أكثر هكذا، إذا اتبعتما أدلتي، |
| Ben mi...? Bunu eğlenceli olduğunu, şehirde geçirilmiş bir gece olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تّظنَّ أن ذلك مُمتع, ليلة ما فى المدينة |
| Kulağa sanki eğlenceli olacakmış gibi geliyor, değil mi? Kazandık. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنه سيكون مُمتع لقد انتصرنا |
| Uzaklara gitmek eğlenceli olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر مُمتع حين تبتعد كثيراً. |
| Vay canına, eğlenceli görünüyor. | Open Subtitles | يا للروعة، يبدو وكأنّه أمر مُمتع. |
| eğlenceli olacak. | Open Subtitles | سيكون الأمر مُمتع سيكون الأمر مُمتع. |
| Kabul ediyorum, seni çekici bulmuyor değildim ve bazen eğlenceli. | Open Subtitles | أعترف أنّي وجدتُكِ جذابة، وأحياناً... مُمتع التواجد حولكِ. |
| eğlenceli bir yaz yaşamak istiyormuş. | Open Subtitles | قال بأنه يريد أن يحظى على صيف مُمتع. |
| eğlenceli her şey kötüdür kısacası. | Open Subtitles | ببساطة، أي شيء مُمتع يُعتبر سيئاً |
| Çok eğlenceliydi. Zamanın nasıl geçtiğini unutmuşum. | Open Subtitles | مُمتع جدًا لدرجة فقدت الإحساس بالوقت. |
| Birbirimizi tanımak eğlenceliymiş. | Open Subtitles | التعرف على بعضنا الآخر مُمتع. |
| Aslında heyecanı daha keyifli bulurum. | Open Subtitles | في الواقع ، أجد الإحساس مُمتع إلى حد ما |