"مُميتة" - Translation from Arabic to Turkish

• ölümcül
• ölümcüldür

Yalnızca sindirirse ve ilk bir saatte tedavi edilmezse ölümcül olur.
كلاّ، تكون مُميتة إذا ابتلعها ولمْ يتم مُعالجتها في الساعة الأولى.

Üzerindeki tasmada ölümcül bıçaklar var.
الياقةُ التي ترتديها لديها شفراتٌ مُميتة.

Bombardımanın püskürtmesi, küçük yaratıklar için ölümcül olabilir.
يُمكن للخنفساء المدفعية ان تكون مُميتة للمخلوقات الاصغر

Dünya'nın atmosferinin koruyucu etkisi olmadan, bu yağmurlar ölümcül olurdu.
من دونِ تأثير الوقايةِ لغلاف الأرض الجوي ستكون مُميتة.

İnsanlık için ölümcüldür, ama bizim için sersemletici bir etkisi var.
،أنها مُميتة لأغلب البشر لكن مفعولها بشبه مفعول الـ ''أفيون'' المخدر علينا

O zaman ağlarının ölümcül olduğu kadar yaygın olduğunu da biliyorsundur.
إذن أنت تعلم أنّ شبكتهم مُنتشرة بقدر كونها مُميتة.

ölümcül bir hızla düşerken seni yakaladım.
إنّي أمسكتُ بكِ بينما تسقطين بسرعةٍ مُميتة.

Sıradan şarapnel parçaları istediği kadar ölümcül değilmiş anlaşılan.
يبدو أن الشظايا لم تكُن مُميتة كفاية بالنسبة لذوقه

Tanığımız ölümcül kokum için beni şikayet etmekle tehdit ediyor.
إنّ شاهدتنا تُهدّد برفع شكوى ضدّي للإعتداء برائحة مُميتة.

Bir koalisyon kamyonunun yol açtığı ölümcül kaza sonrası uzun süren hüsran bugün şiddet ve çaresizlik şeklinde patlama yaptı.
بعد حادثة مرور مُميتة لشاحنة التحالف الغضب الهائج الطويل ثار إلى عنف واستياء

ölümcül silah atışı.
لقد فقدنا الأصل ، اُصيب بطلقة واحدة مُميتة

Zarfların içinde boş sayfalar ve ölümcül Şarbon dozları vardı.
داخل الظرف كانت تتواجد صفحات فارغة وجُرعات مُميتة من مرض الجمرة ـ مرض مُهلك للماشية

Devlette gelişen ölümcül bir ur bu, ben de onu kesip atacağım!
إنها آفة مُميتة فى جسد الأمة وسأستأصلها

Bu sırada, dişilerin havadaki kokusu başarısız bir erkeği ölümcül bir çılgına çeviriyor.
في الوقت ذاته، تُقحم رائحة الأنثى العالقة ذكراً سيء الحظ... في نوبة جنونٍ مُميتة.

Hızlı veya çevik değildir. Ama güçlü kıskaçları ve iğnesi onu tamamıyla ölümcül yapıyor.
ولكن لسعته القوية تجعل كل لدغة مُميتة

"...ölümcül krup hastalığı ve farenjit teşhisi konuldu."
" .بحالة مُميتة من." "الخناق وإلتهاب اللوزتين"

- Sonarlar ölümcül. Altıma ettim.
الأجهزة مُميتة ؛ لقد بللتُ بنطالي

Gece toprağı ölümcül bir soğuk kaplar.
يجلب الليل أرضَ صقيعٍ مُميتة.

Bunlar virüse yakalananlar için ölümcüldür.
إنها مُميتة للمصابين.

- Bütün iyi fikirler ölümcüldür.
كل الأفكار الخطيرة مُميتة

O şey ölümcüldür.
تلك مُميتة.