| Burada oturup şehire, insanlara bakarak beklemiş. | Open Subtitles | إنّه جلس هنا مراقباً الميدنة والناس مُنتظراً. |
| Burada oturup şehire, insanlara bakarak beklemiş. | Open Subtitles | إنّه جلس هنا مراقباً الميدنة والناس مُنتظراً. |
| 08.15'e kadar kaldırımda beklemiş ve sonra arabasına binmiş. | Open Subtitles | بقيَ مُنتظراً على الرصيف حتى الـ08: 15، ثمّ عاد إلى سيّارته. |
| Buraya beni kendi yerine çağırdın yetersiz olmakla suçluyorsun ve 20 dakika bekletiyorsun. | Open Subtitles | دعوتني إلى حوض السمك هذا، لتطعّن بكفائتي، و تبقيني مُنتظراً 20 دقيقة. |
| Ben nezaketle aşagıya geldim, sende beni bu odada yarım saattir bekletiyorsun. | Open Subtitles | أحضر من أجل مُجاملة مِهنية تتركوني مُنتظراً بغرفة لمدة نصف ساعة |
| Bunca yıl bununla yaşamış, gün gelip de birinin kapısını çalmasını beklemiş. | Open Subtitles | لقد عاش مع هذا الأمر طوال تلك السنوات مُنتظراً أن يأتيه الطرق على بابه |