"ناجٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• Hayatta kalan
• kurtulan
• mücadelecisin
• kurtulanı

Fakat Hayatta kalan biri var.
لكن يوجد هناك ناجٍ

Hayatta kalan kimseyi göremiyorum.
أنا لا أرى أيّ ناجٍ

Hayatta kalan biri daha var, geminin aşçısı.
هنالك ناجٍ آخر , طباخ السفينة

Basit bir kurtulan olmaktansa başka biri olmak için asla geç değil.
لم يفت الأوان لتصبح شخصاً آخر بدلاً من مجرد ناجٍ

Farz edelim hiç kurtulan yok, yani, insanlar travmasını bir kimlik gibi üstlenmek yerine sadece bir deneyim olarak sahip olmaya karar verdi diyelim.
ماذا إن لم يكن من ناجٍ ماذا إذا قرر الناس أن يتخذوا من صدمتهم تجربة بدلاً من اتخاذها كهوية؟

Sen bir mücadelecisin.
إنّك ناجٍ ضروس.

O kadar uzun zamandır varsa yaşayan başka bir kurtulanı bulabiliriz.
حسنٌ، بما أن الكيان متواجد منذ ذلك الحين، يمكننا البحث عن ناجٍ آخر

- Bu adam Hayatta kalan kişi.
هذا الرجل ناجٍ. نعم, هو كذلك.

Ama Hayatta kalan birisi Wagner'ı sevmemeli, öyle değil mi?
لكن ناجٍ لا يجب أن يحب (واغنر)، أليس صحيحاً؟

Bayım Hayatta kalan biri olduğunu söylemiştiniz.
سيّدي، أخبرتنا بوجود ناجٍ.

Hayatta kalan tek bir kişi vardı...
كان هناك ناجٍ وحيد...

Hayatta kalan birilerini görmüyorum.
لا أرى أي ناجٍ

Hayatta kalan son kişi Estrada.
(استرادا) آخر ناجٍ

Biliyor musun taştan kurtulan başka biriyle hatıralarımı hiç paylaşamamıştım.
لم تسنح لي فرصة لتشارك قصص الحرب مع ناجٍ آخر من الحجر.

Anladığım kadarıyla, bu akşam, Soykırımdan kurtulan biriyle görüştükten sonra geldiniz.
بعد مقابلة ناجٍ من محرقة يهود اوروبا؟

Orada kurtulan birinin olduğunu mu söylüyorsunuz?
أتقول لي بأنه يوجد ناجٍ هناك؟

Yoksa başka bir kurtulanı görmek canlarını mı sıkıyordur?
أو رؤية ناجٍ آخر تحزنهم؟