| Dün akşam yaşananların korkutucu olduğunun farkındayım. Bunun için pişman olduğuna da eminim. | Open Subtitles | أعلم أن ما جرى ليلة البارحة كان مرعبًا، وأوقن أنّه نادم على ذلك |
| Eğer suçu kabul etmezsen, hakim ve hükümetin iki üyesi seni daha fazla suçlayacaklar pişman olmadığın için. | Open Subtitles | إن لم تعترف بالتهمة القاضية و إثنان من العامه يجلسون بجانبها يسمون بقضاه الناس سيكونوا مهانين عن طريق تصرفك الغير نادم |
| Evlendiğimiz için pişman değilsin ya? | Open Subtitles | أنت لست نادم على أننا تزوجنا , أليس كذلك ؟ |
| Seni görevlendirdiğim için şimdi pişmanım, ama artık bunun önemi yok. | Open Subtitles | الآن انا نادم علي توظيفك لكن ذلك أمر جانبي. |
| Yaptığım yorumların siz ve sizin aileniz üzerindeki tüm etkilerinden pişmanım. | Open Subtitles | انا نادم بعمق على اى مشاكل او اى ازعاج تسببت فيه لك او لعائلتك |
| Uzun zaman oldu anne. Umarım ne kadar üzgün olduğumu biliyorsundur. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل يا أمي وأتمنى أن تعرفي كم أنا نادم على هذا |
| Babamız'ın, Oğlu'nun ve Kutsal Ruh'un adına soruyorum işlediğin günahlardan pişmanlık duyuyor musun? | Open Subtitles | هل أنت نادم على خطاياك ؟ ..باسم الآب . الأبن ، و الروح القدس |
| ayrıca satranç oynarım... ve söylediğiniz oyunu bilmediğime üzgünüm. | Open Subtitles | ألعب الشطرنج أيضاً إلا إني نادم على عدم معرفتي بالسلالم والثعابين |
| Hırsız, pişman olmuş, yaşam biçiminden umutsuzluğa düşüp, kendini vurmuş. | Open Subtitles | أي لص إقتحمه بنية سرقة المكان , نادم أصبح يائساً من حياته وضرب نفسه |
| Çok istediğim şeye ulaşmak için bedel ödüyorum, bundan pişman değilim. | Open Subtitles | أنا أدفع الثمن، لأحصل على ما أريد. لذلك لستُ نادم |
| Şimdi, sana o opera binasını yaptırdığıma pişman oldum. | Open Subtitles | الآن أنا نادم لأني بنيت لك بيت الأوبرا ذلك |
| Epeydir sana yaptıklarından dolayı çok pişman. | Open Subtitles | ومن مده وهو نادم على الطريقة التي عاملك بها |
| Ben sırtımı döndüm ve yaşadığım her gün buna pişman oluyorum. | Open Subtitles | أنا فعلت ذلك وأنا نادم على ذلك كُلّ يوم. |
| Bence gidip onu tutukladığın için pişman olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | أظن أن عليك أن تخبره أنك غير نادم على القبض عليه |
| "pişmanım onunla harcadığım anlarıma" | Open Subtitles | أنا نادم على الدقائق المملة التي قضيتها معها |
| Bilgin olsun, zaten doğduğuma pişmanım! | Open Subtitles | لمعلوماتك , انا مُسبقاً نادم على اليوم الذي وُلِدت فيه |
| Ama pişmanım, çünkü dünyada biraz daha fazla yaşamak istiyordum. | Open Subtitles | لكنِّي نادم على ذلك، لأني أردت العيش على الأرض مدة أطول |
| Ve pişmanım, çünkü o küçükken onunla fazla vakit geçirmedim. | Open Subtitles | و أنا نادم لإنه و هو طفل لم أكن أقضي الوقت الكافي معه |
| üzgün olduğunu, düzeltmeye çalıştığını ve seni bırakmalarını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم أن يطلقوا سراحك، لأنك نادم وتُريد تصحيح الأمور |
| Her neyse. üzgün olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكده بأنك نادم لأنك قلت كل تلك الأشياء |
| Arkadaşım, ben hiç gerçek bir pişmanlık duymuyorum. Yani, bu adamın yeniden hayatıma girmesine izin vereceğimi sanmam. | Open Subtitles | أنا لا أشعر أنك نادم يا صديقي أري ألا تدعيه يعود لحياتك |
| Birbirimizi daha uzun süre tanıyamadığımız için üzgünüm. | Open Subtitles | إننى نادم على أننا لم نعرف بعضنا البعض لوقت أطول |
| Tek pişmanlığım yok oluşunuza tanıklık edemeyeceğiniz- | Open Subtitles | أنا نادم فقط لأنكم لن تنجوا لكي تشهدوا نهاية |
| Günahkâr düşüncelerinden samimiyetle tövbe edersen olur. | Open Subtitles | طالما أنك نادم حقاً على أفكارك الآثمة |
| Baban bu hatayı bir kere yaptı ve hayatı boyuncu bunun pişmanlığını yaşadı. | Open Subtitles | أباك فعل هذا الخطأ مرة وهو نادم بها بقية حياته |
| İçten ve samimiyetle özür diliyorum ki, seni gözüme kestirmişim. | Open Subtitles | .. نادم حقًا، ومن كل قلبي أنني نظرتُ إليكِ يومًا |