| Polis hızlı bir araba arıyor, o yüzden yavaş gideceğiz. | Open Subtitles | الشرطة تبحث عن سيارة مسرعة لذلك نحن نبطئ |
| Bir hızlı bir yavaş, kimse ne istediğini anlayamıyor. | Open Subtitles | نسرع أولا ومن ثم نبطئ ولا أحد سيفهم ماذا يريد |
| Yavaşlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبطئ السرعة |
| yavaşlamamız ve International ile malları ve müşterileri taşımayı bırakmamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال يجب علينا أن نبطئ, توقفوا عن نقل المنتج والحيل من خلال الدولي |
| Bak, am, ailenle tanışmayı ne kadar istesem de, belki... ilişkimizi biraz ağırdan almalıyız. | Open Subtitles | بقدر ما انا اريد ان اقابل عائلتك ولكن يجب ان نبطئ قليلا |
| Hey, Buzz, yavaşlayabilir miyiz? | Open Subtitles | هى باز ايمكننا ان نبطئ قليلا؟ |
| Tankı yavaşlattıktan sonra tabi! | Open Subtitles | بعد أن نبطئ تلك الدبابة -كيف نفعل ذلك ؟ |
| Saklanmayacaksak yavaş gidelim. | Open Subtitles | دعونا نبطئ الان, اذا رأونا, نختفي. هل يعرف احدكم "دانيلسون"؟ |
| - ve demek oluyor ki yavaş olmak zorunda. | Open Subtitles | ـ وهذا يعني يجب أن نبطئ من حركته. |
| Biraz yavaş gidebilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا فقط أن نبطئ قليلاً؟ |
| Efendim, birazcık da yavaş gidemez miyiz? | Open Subtitles | سيدي أيمكننا أن نبطئ قليلاً؟ |
| Yavaşlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبطئ الان |
| Yavaşlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبطئ |
| Yavaşlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبطئ |
| İlk önce yavaşlamamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نبطئ أولاً |
| Bize yavaşlamamız için yalvaracaksın. | Open Subtitles | سوف تتوسّل منّا أن نبطئ. |
| Belki biraz ağırdan almalıyız. | Open Subtitles | ربّما يتعيّن علينا أنْ نبطئ قليلاً. |
| Tankı yavaşlattıktan sonra tabi! | Open Subtitles | بعد أن نبطئ تلك الدبابة |
| Yavaşlayamayız! Yoğun düşman ateşi altındayız! | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نبطئ العدو يطلق علينا النيران بغزارة |