| Leo şarabını, başkalarının paralarını korumaları gibi korur. | Open Subtitles | ليو يحمي نبيذه.. كما يحمي الآخرون نقودهم |
| Aşçı öldüğünden beri, Bay Jimmy hep arkada çalışıyor şarabını içiyor, opera dinliyor, et doğruyor. | Open Subtitles | منذ أن مات الشِف, السيد جيمي مجرد يظل في الخلف هناك, يشرب نبيذه, مستمعا للأوبرا ويقطع اللحوم |
| Biliyorsunuz bir hastalığı var bu yüzden titreyip duruyor ve o titreme yüzünden şarabını üzerime döktü ve gömleğim mahvoldu. | Open Subtitles | هو كان لديه ذلك المرض والذي يجعله يهتز كثيراً ومع كل ذلك الاهتزاز سكب نبيذه على كامل قميصي |
| şarabı, yara bere için değil geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. | Open Subtitles | قال بأن نبيذه ليس للكدمات والجروح فقط ليّذكره بذكرياته الجميلة في الماضي |
| Ve sen, ona gülümseyip, her akşam bal şarabı getirmek zorundaydın. | Open Subtitles | و أنتِ سوف تبتسمين و تُلبين و تُحضري لهُ نبيذه الحُلو كل ليلة. |
| şarabına nanojel izleyici koydum. Önümüzdeki yirmi dört saatte nereye giderse, hepsini göreceğiz. | Open Subtitles | ودعت جهاز تعقُب دقيق جدًا في نبيذه |
| Zavallı adam öleli daha 24 saat olmadı ve sen Şarapları geri almaya mı geldin? | Open Subtitles | المسكين كان ميتاً لـ 24 ساعة وأنت الآن تستعيد نبيذه |
| O ise bu sırada sırtını yaslamış şarabını içiyor ve kölesini sikiyordu. | Open Subtitles | بينما هو جلس في منزله وشرب نبيذه وضاجع فتاته العبدة |
| Ona şarabını hazır oradayken Doğu'dan almaya başlamasını önerdim. | Open Subtitles | اقترحت أن يبدأ بشراء نبيذه من الشرق بينما هو هناك |
| Charles da şarabını ve yatırımını kaybeder. | Open Subtitles | عندها سيخسر تشارلز نبيذه و أستثماره |
| Ona doğru koşup şarabını döktüm. | Open Subtitles | وقعتُ عليه وسكبتُ نبيذه. |
| 1.85 ve onun şarabını seviyor | Open Subtitles | أنه بطول ستة أقدام ويحب نبيذه |
| şarabını getireyim. | Open Subtitles | ساحضر نبيذه |
| - Daoud şarabını döktüm diye söyleniyor. | Open Subtitles | داوود) اشتكى أنّي سكبت نبيذه) |
| Daha sonra da onu yemeğe çıkaracağım. Yemek beş bölümden oluşacak ve her bir bölümün kendine ait şarabı olacak. | Open Subtitles | بأي حال ثم ساصحبها للعشاء خارجا خمسة اصناف مع كل صنف نبيذه الخاص به مختارة من ال"الساقي" |
| Kendisinin şarabı Roma'da pek meşhurdur. | Open Subtitles | نبيذه هو الأطعم في روما كلها |
| Peki ya Efendi An'in zehirli şarabı? | Open Subtitles | ماذا عن نبيذه المُسَمَّم؟ |
| Adam şarabı seviyor olmalı. | Open Subtitles | إذاً أحب الرجل نبيذه |
| Bırak Athene şarabına renk katsın. | Open Subtitles | سأجعل "أثيني" تسمم نبيذه |
| Bırak Athene şarabına renk katsın. | Open Subtitles | سأجعل "أثيني" تسمم نبيذه |
| Şarapları düşmanlarının kanıyla birlikte mahzenlerde depolanır. | Open Subtitles | قبو نبيذه ملئ بدماء اعدائه |
| Şarapları da. | Open Subtitles | نبيذه أيضاً _ |